YENİ YILIN SİHİRLİ CÜMLESİ: “2025’E GÜVENİYORUM”

2025’in anahtar kavramının “güven” olacağını düşünüyorum. Bir şirketin en değerli kaynağının insan olduğunu kabul etmek, bugün iş dünyasında bir “başarı faktörü” değil, zorunluluk ise psikolojik güvenlik de sürdürülebilir ve yenilikçi bir iş iklimi için tek koşuldur. Psikolojik güvenlik, Amy Edmondson’ın tanımıyla, “Kişinin fikirlerini, sorularını, endişelerini veya hatalarını dile getirmesi nedeniyle cezalandırılmayacağına, aşağılanmayacağına ve ekibin kişiler arası risk alma konusunda güvenli olduğuna inanması.” Belirsizliklerle örülü çağımızda, risk aldığımız, cesaret ettiğimiz veya şüphe duyduğumuz her an karşımızdakine kredi verebilme gücümüz, kırılganlığımızı açığa çıkarabilme hakkımız olan psikolojik güvenliği organizasyon genelinde tam anlamıyla tesis etmek zor ama mümkündür. Psikolojik güvenlik ancak sürdürülebilir bir “çeşitlilik, hakkaniyet ve kapsayıcılık” yaklaşımı üzerinde yükselebilir. Birbirinden farklı geçmişlere, avantajlara, dezavantajlara, kimliklere, anlayışlara sahip çeşitlilik barındıran bir iş gücünde her bireyi bir öznellik adası olarak kabul edebilmek, onların fikirlerini özgürce ifade edebileceği bir ortama sahip olmayı gerektirir. Herkesin değerlerinin, kavrayışlarının ve ideallerinin kendine yer bulduğu bir iş ikliminde gerçek bir takdir mekanizması çalışabilir. Ancak bu organizasyonlarda bireyler potansiyelini en üst düzeye çıkarabilmek için kendilerine ihtiyacı olan güveni duyabilir ve elbette anlaşılıyor olmak gayesine erişebilir.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.