“2025 YILINDA KÜRESEL EKONOMİ GÖRÜNÜMÜ VE TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ”
Küresel ekonominin bakış açısı, uluslararası ticaret, dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik ve yeni nesil ekonomik politikalar gibi çeşitli dinamiklerden etkilenmeye devam ediyor. 2025 yılına girerken, küresel ekonomi çeşitli fiyatlar ve yeni fırsatlarla karşı karşıya kalıyor. Pandeminin ardından toparlanma süreci, jeopolitik gerilimler, dijital dönüşüm, yeşil ekonomi ve küresel ticaretin yeniden şekillenmesi gibi faktörler ekonomileri etkilemeye devam ediyor. Küresel ekonomik istikrar, gelişmiş ve gelişen ekonomiler arasındaki dengesizlikler nedeniyle önemli bir sınavdan geçecek. Türkiye, birimini ve kazanma avantajlarını kullanarak küresel ekonomideki rolünü güçlendirebilir.
KÜRESEL BÜYÜME: YAVAŞLAMA EĞİLİM
Küresel ekonomik büyüme, 2023-2024 yıllarında pandemi sonrasında toparlanma destekleri ve büyük teşvik paketlerinin değişimiyle birlikte hız kazandı. Ancak 2025 yılında büyüme oranlarının azalması bekleniyor. Ortaya çıkan enflasyonist baskılar, yüksek faiz oranları ve tedarik zinciri sorunları tüm dünya ekonomilerini etkileyecek gibi duruyor. Özellikle gelişmiş ekonomilerde (ABD, AB, Japonya) büyüme hızının yavaşlaması öngörülüyor. ABD’de Federal Reserve’in faiz artırımları ve Avrupa Merkez Bankası’nın sıkı para politikaları bu birikimlerin ekonomik aktivitesinin zayıflamasına neden olabilir. Çin’in ekonomik yapısı ve iç talepteki yavaşlama da Asya ekonomilerinin büyüme hızını etkileyebilir. 2023-2024’te birçok ülke, pandemi sonrası toparlanma sürecinde büyüme hızlarını artırdı. Ancak bu hız, 2025’te büyük ölçüde azalacak. Güçlü ekonomilerde büyüme, FED’in faiz artırımları ve Avrupa Merkez Bankası’nın sıkı para politikaları nedeniyle baskı altında kalacak. ABD ekonomisi özellikle enflasyonun düşürülmesi için uyguladığı sıkı faiz oranlarıyla büyümeyi sınırlandırdı. Avrupa’da yüksek enerji fiyatları ve tedarik zinciri sorunları ekonomik aktiviteyi zorladı. Çin’de ise ekonomik yavaşlama, demografik sorunlar ve uzun vadedeki esnek dönüşüm büyümeyi yavaşlatacak. Dünya çapında gelişmekte olan ekonomiler de büyüme hedeflerinde zorluklarla karşı karşıya kalacak.
DİJTAL EKONOMİ VE YAPAY ZEKA
YZ, otomasyon, robot teknolojisi ve veri analitiği iş gücünde değişimlere ve verimlilik artışlarına yol açıyor. Bu özellikle üretim ve hizmet sektörlerinde verimliliği artıracak ve yeni iş alanları yaratacak. Teknolojik ilerlemeler 2025 yılında küresel ekonomiye yönelik uygulamalarla devam edecek. YZ ve dijital teknolojiler, yeni iş modelleri yaratırken, aynı zamanda bazı mesleklerin ortadan kalkmasına da neden olacak. Bu dönüşümden kazançlı olabilecek geleceğin sektörleri, teknoloji geliştirme, biyoteknoloji, sağlık hizmetleri, siber güvenlik ve finansal teknoloji (fintech) olacak. Ancak bu hızlı dönüşüm, dijital uçurumun daha da derinleşmesine yol açabilir. Bu da ekonomik eşitsizlikleri artırabilir.
İKLİM DEĞİŞKLİĞİ VE YEŞİL EKONOMİNİN YÜKSELİŞİ
2025 yılı itibarıyla birçok ülke, yeşil enerjiye geçişi hızlandırmayı ve karbon salımını azaltmayı hedefliyor. Bu dönüşüm, alternatif enerji yatırımları, elektrikli araçlar, yeşil binalar ve karbon ayak izini sağlamaya yönelik teknolojilere yapılan yatırımları artıracak. Dünya Bankası’na göre, 2030 yılına kadar iklim değişikliği nedeniyle 100 milyondan fazla insan yoksulluk riskiyle karşı karşıya kalabilir. Özellikle gelişen ülkelerde aşırı hava olayları, kuraklık ve üretimdeki düşüş nedeniyle daha büyük ekonomik zararların ortaya çıkacağı öngörülüyor. Bu bağlamda çevresel sürdürülebilirlik, yeni bir ekonomik büyüme alanı yaratıyor. Yenilikçi yeşil teknolojiler, karbon ticaret sistemleri ve sürdürülebilir tarım gibi alanlara yatırımlar artacak ve birçok yeni iş fırsatı doğacak. Ayrıca bu dönüşüm, fosil yakıt endüstrisi ve bazı geleneksel sanayi dallarını zorlayabilir.
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.