Ülkemizin en büyük elektronik ticaret ve ilan platform larından birisi olan sahibin- den.com, sürdürülebilirliğe dair çalışmalarını merkezine alıyor. Bu yıl 2. sini yayınladıkları “İkinci Elin Sürdürülebilirliğe Katkısı” raporunda 3,7 milyon ilan üzerinden yapılan araştırmaya göre, sahibinden.com’un 1 yılda 10,9 milyon ton CO2 eş değeri sera gazı emisyonundan tasarruf edilmesini sağladığı öne çıkanlar arasında. Sürdürülebilirliği kurumsal değerlerinin başında gören şirket, aynı zamanda “Yeşil Ofis Sertifikası” almaya hak kazanan ilk e ticaret şirketi. Bu konuda kurumlara büyük sorumluluklar düştüğünü ifade eden sahibinden.com Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nazım Erdoğan, sürdürülebilirlik alanındaki değerli görüşlerini Business Türkiye okuyucularına aktarıyor.
Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler tarafından 2030 sonuna kadar ulaşılması amaçlanan hedefleri içeren bir evrensel eylem çağrısı olan “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri”, iklim değişikliği ile mücadele etmek, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak, nitelikli eğitimi, sorumlu üretim ve tüketimi yaygınlaştırmak, insan hakları gibi spesifik noktalarda sosyal, kültürel ve ekolojik meselelerin çözümüne odaklanıyor. Bu hedeflere dair düşünceleriniz neler? Gerek ülkemiz açısından gerekse sektörel bazda yapılması gereken hamleler ve konu içerikleri hakkında görüşlerinizi alabilir miyiz?
Dünya, iklim değişikliği ve onun yıkıcı etkileri ile mücadele ederken sürdürülebilir yaklaşımların gerekliliği her zamankinden daha fazla önem kazanıyor. Dijital çağda doğan genç nesiller, çevresel ve toplumsal konularda daha bilinçli ve sorumlu olarak görülüyor. Deloitte’in araştırmasına göre, Y ve Z kuşağı, işletmelerin ve işverenlerin çevre konusunda daha fazlasını yapmasını istiyor. Z kuşağının yalnızca yüzde 18’i ve Y kuşağının yüzde 16’sı, işverenlerinin iklim değişikliğiyle mücadeleye güçlü şekilde bağlı olduğuna inanıyor. Tüm bu bilgiler ışığında dijital dünyadan hızla etkilenen, kullanıcılarının ve çalışanlarının önemli bir kısmının Y ve Z kuşağı olduğu e ticaret markalarının uzun vadede sürdürülebilirliğe odaklanması gerekiyor. Bu kapsamda kurumların çevreye karşı sorumlu iş yapış şekillerine bağlı kalması, yenilikçiliğe odaklanarak hem sektörel hem ulusal bazda iş birliği ruhunu devam ettirerek toplumsal sorunlara çözüm bulmak için fırsatlar yaratmaları gerekiyor. Şirketlerin temel iş modelleri anlayışını dönüştürerek sürdürülebilir kalkınma hedeflerini kurum hedeflerine entegre etmeleri de her zamankinden daha önemli bir unsur olarak karşımıza çıkıyor.
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.