“HEDEFİMİZ, SÜRDÜRÜLEBİLİR VE BİRBİRİNİ BESLEYEN BİR EKOSİSTEM”
Esas Sosyal Fırsat Eşitliği Sağlar” mottosu ile odağına gençlik ve istihdamı alan Esas Sosyal, yarattığı 4 bin 500 kişilik ekosistem ile sürdürülebilir toplumsal fayda yaratıyor. 21 farklı sektörde faaliyet gösteren Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen 40 kurumu ile genç istihdamında fırsat eşitliği için el ele veren kurum, gençleri destekleyerek eğitimlerine ve kariyer yolculuklarına katkıda bulunmanın dünyaya yapılan en anlamlı yatırım olduğuna inanıyor. Business Türkiye okuyucuları için sorularımızı yanıtlayan Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Emine Sabancı Kamışlı, gelecek hedeflerini ve ekosistemlerinin yarattığı farklılıkları bizlerle paylaşıyor.
Esas Sosyal olarak sürdürülebilir ve ölçülebilir sosyal etki anlayışını benimsiyorsunuz. Sosyal yatırım programlarınızın sürdürülebilirliği için ne tür aksiyonlar alıyorsunuz?
Esas Sosyal olarak sürdürülebilir ve ölçülebilir sosyal etki anlayışını benimsiyorsunuz. Sosyal yatırım programlarınızın sürdürülebilirliği için ne tür aksiyonlar alıyorsunuz? 2015 yılında babam Şevket Sabancı ve ailemizin topluma geri verme vizyonuyla Esas’ın bir iş kolu olarak Esas Sosyal’i kurduk. Yaptığımız araştırmalar sonucunda üniversiteden yeni mezun olan gençlerin 15 ay işsiz kaldığını gördük. Eğitimli genç işsizliğinin sonuçları ülke ekonomisine ve iş gücüne doğrudan etki ediyor. Biz de odağımıza gençlik ve istihdamı alarak “Esas Sosyal Fırsat Eşitliği Sağlar” mottosu ile sürdürülebilir ve ölçülebilir etki yaratmayı hedefledik. Bu hedefimiz doğrultusunda Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat, Hayırlı Sabancı Desteğiyle İngilizce Fırsatım ve Mezun Programlarını hayata geçirdik. Programlarımız çerçevesinde gençlerin, işverenler tarafından mezun oldukları üniversitelere göre değil yetkinliklerine göre değerlendirileceği bir insan kaynakları anlayışına öncü olmayı hedefledik. Türkiye’nin 75 ilinden bin 400 gence dokunarak onların profesyonel hayata kendinden daha emin, özgüvenli ve donanımlı bireyler olarak adım atmalarına katkı sağladık. Toplumsal sorunların çözümü için kamu kuruluşlarının, özel sektörün ve sivil toplum kuruluşlarının birlikte hareket etmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki hiçbir kurum bir sorunu tek başına çözemez. Ancak el ele vererek, birlikte hareket ederek derinlemesine etki yaratılabilir. Türkiye’de faaliyet gösteren birçok şirket ve sivil toplum kuruluşu gençler için elini taşın altına koyarak özverili çalışmalara imza atıyor. Esas Sosyal olarak gençlik ve istihdam alanında sorumluluk alan kurumları ve kuruluşları bir araya getirdik. Yarattığımız 4 bin 500 kişilik ekosistem ile dört bir yandan gençlik için çalışıyoruz. Böylece sürdürülebilir bir toplumsal fayda yaratıyoruz. Ne mutlu ki programlara katılan gençlerin birçoğu “Bana bir fırsat verdiniz; ben de benden sonrakine vereceğim.” diyor. Bu ifadeler bize her zaman hedeflediğimiz sürdürülebilir ve birbirini besleyen bir ekosistemi yakaladığımızı gösteriyor.
Oluşturduğunuz ekosistemle gençlere fayda sağlarken, bu güçlü sinerjiden yola çıkarak yarattığınız birbirini besleyen fayda mekanizması ile kurumlara da katkı sağlıyorsunuz. Kurumsal Destek Programınızın detaylarını öğrenebilir miyiz?
Ekosistemimiz içerisinde, kurumsal ve ayni destekçiler, katılımcılar, mentorlar, mezunlar, STK yöneticileri, İK profesyonelleri ve eğitmenler yer alıyor. En güçlü kasımız olan ekosistemimiz ile her geçen yıl gençlere derinlemesine katkı sağlıyoruz. Kaynaklarımızı verimli kullanmak, gençleri birlikte daha da güçlendirmek için Kurumsal Destekçilerimizin ve STK’ların araştırdığı, değerlendirdiği ve yatırım yaptığı gençleri programımıza dahil ederek sosyal faydayı sürdürülebilir kılıyoruz. Böylece tuğlaları üst üste koyarak beraber daha çok yol kat ediyoruz. Geçen yıl programlardaki gençlerimizin yüzde 52’si ekosistem referansıyla geldi. 2019 yılında başlattığımız Kurumsal Destek Programımızda yer alan kurumlar, gençlerin STK’lardaki maaşlarını ve İngilizce eğitimi masraflarını Esas ile birlikte karşılarken, kurum yöneticilerinin mentorluk, prova mülakat ve çeşitli etkinliklere destek olması, programlarda yer alan katılımcıların kişisel ağlarının ve vizyonlarının geliştirilmesine katkı sağlıyor. Bu yıl ekosistemimize yeni katılan 9 kurum ile birlikte 21 farklı sektörde faaliyet gösteren Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen 40 kurumu, genç istihdamında fırsat eşitliği için el ele veriyor. Sosyal etki grafiğimizin sürekli yükselen bir çizgide ilerleyebilmesi için ilk günden beri izleme ve değerlendirme çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda bu yıl bağımsız bir araştırma ile yarattığımız sosyal etkiyi ölçümledik. SROI oranımız 2,52. Yani programa yapılan 1 birimlik yatırım, gençler ve ekosistemdeki paydaşlar için 2,52 katı sosyal değere dönüşüyor. Değer yaratma hedefimiz doğrultusunda ana hedefimiz eğitimli genç işsizliği sorununa çözüm modeli oluşturmaktı. Araştırma sonuçlarında gördük ki programlarımız ile gençlerin iyi oluş haline uzun vadede katkı sağlarken, kurumsal destekçilerin de itibarı yükseliyor, fırsat eşitliği yaratma vizyonlarını geliştiriyoruz. Kurumları gönüllülük faaliyetlerine teşvik ediyor, mentorluk desteği ile gençlerin gelişime katkı sağlıyoruz. Sayıları 500’ü aşan gönüllü profesyonellerin mutluluğu doğal olarak kurumlarına da yansıyor. Tüm bunların yanı sıra Kurumsal Destek Programımızda yer almayan farklı sektördeki kurumlarla da gençlere fırsat konusunda özel iş birliklerimiz oluyor. Örneğin bazı kurumlar staj programları içerisinde Hayırlı Sabancı Desteğiyle İngilizce Fırsatım katılımcılarına özel kontenjan ayırıyor.
Sosyal yatırım programlarınızla sadece Türkiye’de değil uluslararası alanda da örnek gösteriliyor, pek çok ödül alıyorsunuz. Son olarak geçtiğimiz günlerde New York’ta Turkish Philanthropy Funds tarafından düzenlenen 2024 İnovasyon ve Sosyal Etki Zirvesi’nde konuşmacı olarak yer aldınız ve çarpıcı mesajlar verdiniz. Sizce sosyal etki konusunda kurumsal yaklaşım nasıl olmalı?
Şevket Sabancı Vizyonuyla İlk Fırsat Programı’nın destekçilerinden biri olan Turkish Philanthropy Funds’un davetiyle New York’taki İnovasyon ve Sosyal Etki Zirvesi’nde yaptığım konuşmada hayırseverlik konusundaki bakış açımızı uluslararası platformda da paylaşma fırsatı bulduk. Esas Sosyal olarak ülkemizde gerçekleştirdiğimiz çalışmaları global arenaya taşıdığımız için çok heyecanlıyız. Amaçlar için ortaklıklar kurmanın çok değerli olduğuna ve toplumu da ileriye taşıyacağına inanıyoruz. Turkish Philanthropy Funds ile yaptığımız iş birliği akabinde geçtiğimiz ay itibarıyla Turkish Philanthropy Funds bünyesinde Genç İstihdamını Destekleme Fonu’nun kurulmasından dolayı çok mutluyuz. Ülkemizdeki birbirinden kıymetli kurumların desteği ile kurduğumuz ekosisteme uluslararası arenadan da katılımlar olacağına inanıyorum. Şirketler sürdürülebilirlik için artık sosyal yatırım konularını iş planlarına entegre etmeli. Her kurum kendi değerleri doğrultusunda sosyal, ekonomik veya çevresel bir sorunun çözümüne katkı sağlamayı hedeflemeli. Topluma fayda sağlamak için illa tek başlarına proje geliştirmeleri gerekmiyor. Başarılı buldukları projelerde rol alarak çözümün bir parçası da olabilirler. Örneğin, bir kurum kendi bünyesinde yalnızca burs desteği sağlayabilecek kabiliyete sahip. Kendince bir katkı sağlıyor ama tek seferlik verdiği bursla, bursiyerinin sürecini izleyen bir tutuma sahip olmadığında uzun vadede bir yatırım yapmış olmuyor. Hatta fayda sağlayayım derken farkında olmadan farklı sorunlara da sebebiyet verebiliyor. Kurumlar, bunun önüne geçmek için iş birliğine açık olmalı. Hayırseverlik egoyu sevmez, iş birliğini sever. Bu vizyon ile farklı paydaşlarla iş birliği yapılabilir, sosyal etki zincirinin bir halkası olabilmek çok kıymetli.
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.