”GELİŞEN PAZARLAR BÖLGESİ’NİN YÖNETİM MERKEZİ KONUMUNDAYIZ”
Sektörünün lider küresel şirketi BSH, dünyanın her noktasında tüketicilerinin ihtiyaçlarını karşılayarak büyümeye devam ediyor. Yenilikçi ev aletleri, sıra dışı markaları ve üstün çözümleriyle dünyanın her yerinde yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen şirketin ülkemizdeki faaaliyetlerini yürüten BSH Türkiye, Gelişen Pazarlar Bölgesi’nin de yönetim merkezi ola- rak konumlandırılıyor. Teknolojik ilerlemeler ve Home Connect ürün- leri ile dijitalleşmenin tüm imkanla- rını kullanan şirket, “yaşam kalite- sini iyileştirmek” olarak belirlediği amacı doğrultusunda sorumluluk alarak büyüyor ve doğal kaynakla- rın korunmasına katkıda bulunuyor. Olağanüstü kalitede ve güvenilir ürünlere imza atan BSH Türkiye’nin CEO’su Gökhan Sığın, Business Tür- kiye’nin sorularını yanıtlarken, sür- dürülebilirlik anlayışlarını ve ino- vasyon süreçlerini aktarıyor.
Avrupa’nın lider ev aletleri üreticisi BSH, ülkemizde de Bosch, Siemens, Gaggenau ve Profilo markalarıyla hizmet veren güçlü şirket konumunda. 28 yıllık geçmişe sahip BSH Türkiye’nin BSH Global organizasyonunda nasıl bir konumu var?
BSH Türkiye, BSH Ev Aletleri Grubu’nun en eski yatırımlarından biri. 1995 yılında Türkiye’nin en köklü markalarından biri olan Profilo Dayanıklı Ev Aletleri’nin, BSH Grubu bünyesine katılmasıyla birlikte Türkiye pazarındaki yatırımlarımız başladı. Bu satın alma, BSH’nin uluslararası deneyimini, Profilo’nun ulusal gücü ile birleştirdi. Sonrasında da diğer markalarımızla birlikte Türkiye beyaz eşya sanayisinde güçlü bir oyuncu haline geldik. BSH Türkiye hem pazar olarak hem de güçlü üretim altyapısıyla global yapılanma içinde önemli bir yere sahip. Tekirdağ Çerkezköy’de soğutucu, pişirici, çamaşır ve bulaşık ürün gruplarını içeren 5 fabrikamız ve BSH’nin dünya çapındaki üç Ar-Ge merkezinden biri bulunuyor. 550 bin metrekare üzerine kurulu bu tesisimizde yılda yaklaşık 7 milyon adet üretim kapasitesi ile faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Türkiye, Çin’in ardından en büyük beyaz eşya üretim kapasitesine sahip ülke. Buradaki büyük üretim ağımız ve güçlü pazar payımız bizi BSH’nin global organizasyonunda çok saygın bir yere taşıyor. Türkiye aynı zamanda, Hindistan, Afrika, Orta Doğu, Orta Asya, Rusya, Beyaz Rusya, Ukrayna ve Asya Pasifik’i içeren 130 ülkeyi kapsayan Gelişen Pazarlar Bölgesi’nin de yönetim merkezi olarak konumlandırılıyor.
Kurumsal stratejisi çerçevesinde, tüketicinin evdeki yaşam kalitesini iyileştirmeyi amaçlayan BSH, dijitalleşen dünyada, dijital yetkinliklerini kullanarak verimliliği artırmak için çalışan bir şirket. Bu anlamda, projeleriniz ve hedefleriniz nasıl şekilleniyor?
Dijital çağda önemli olan tüketicinin günlük yaşam kalitesini artıran, zaman tasarrufu sağlayan, konfor alanını genişletecek yenilikçi ve kişiye özel ürünleri içeren dijital bir dene- yim sunmak. Biz bu alanda elektrikli ev eşyaları üreten ve satan bir şirket olmanın ötesine geçerek kişiselleş- tirilmiş işlev, hizmet ve içerikler su- nan şirkete evrilmiş durumdayız. Ev eşyalarımızı internete bağlayabilme- mizi sağlayan teknolojik ilerlemeler ve “Home Connect” ürünlerimiz de bu gelişimin temelini oluşturuyor. Home Connect ile müşterilerimiz her an, istedikleri yerden cep telefonlarına yükledikleri uygulama ile ev aletlerini, gerçek ve eş zamanlı olarak yönetebiliyor. Örneğin, eve gelmeden buzdolabındaki kameraya erişip market alışverişini ona göre yapabiliyor, buzdolabı görüntü işleme teknolojisiyle buzdolabındaki meyve, sebzelerle ilgili saklama ve yemek tarifi önerileri alabiliyor. Aynı işlemle fırında yemeği pişirmeye başlayabiliyor veya eve vardığında kahvelerini hazır hale getirebiliyor. Uzaktan tespit sistemiyle ise arıza durumlarında, uzaktan cihaza bağlanarak müşterilerimize çok daha hızlı çözümler sunabiliyoruz. Bütün bunlar hem şirket performansımızı hem de müşterilerimizin günlük yaşamını iyileştiren katkılar sunuyor.
Dijital dönüşümde dünyanın en büyük yetkinlik gelişim merkezi MEXT ve Avrupa’nın en büyük uygulamalı araştırma merkezi Fraunhofer Enstitüsü’nün iş birliğinde, MESS üyelerine özel tasarlanan eğitim programlarına katılarak endüstri 4.0 konusunda hızla ilerlediğinizi biliyoruz. Gerek programın içeriği gerekse dijital dönüşüm yolculuğundaki hedeflerinizi anlatır mısınız?
Bugün, hepimiz artık dijital bir dünyanın içinde yaşıyoruz. Fark yaratmak için bunun farkındalığıyla hareket etmek gerektiğine inanıyorum. Problemlerin çözümünde, geçmişte veya bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, yaratıcılık. Bugün en önemli fark, geçmişte bu çözümleri üretirken çalışanlarımızın 15 parametreyi göz önüne alması yeterliydi. Bugün ise bu parametre sayısı 150’ye çıktı. Bunu hedeflediğiniz zaman zaten otomatik olarak dijitalleşiyorsunuz. Nitekim, üretim tarafında pek çok dijital çözümden yararlanıyoruz. Ancak dijital dönüşüm, teknolojilerin de ötesine geçen, çok kapsamlı bakış açısı değişikliğini gerektiren bir süreç. Biz de bu yüzden önce mevcut durumumuzu tespit etmek, dünyadaki gelişmeleri yakından izlemek ve kendi dönüşüm yolculuğumuzun ana amaçlarını en iyi şekilde belirleyerek bir yol haritası oluşturmak üzere Fraunhofer Enstitüsü ile bir araya geldik. Sektörümüzün öncelikle- rini de göz önünde bulundurarak kısa, orta ve uzun vadeli yol harita- larımızı oluşturduk. 2021’in başın- da çıktığımız bu yolculuğun durum tespitlerine odaklandık. Makine ekipmanlarımızın durumunu, veri toplayabileceğimiz noktaları, insan kaynaklarımızın mevcut ve geliştirilmesi gereken yetkinliklerini belirledik. 2021 yılı itibarıyla da ilk dönüşüm adımlarını atmaya başladık. Öncelikli hedefimiz, halihazırda fiziki olarak işleyen iş modelimizin tamamını canlı veriyle online olarak görebileceğimiz bir noktaya gelmek. Bu verilere ulaştığımızda da her türlü iyileştirmeyi ve optimizasyonu yapabilir hale geleceğiz.
Sürdürülebilir gelişim, inovasyon ve enerji verimliliği, üzerinde çok çalıştığınız ve en önem verdiğiniz konuların başında geliyor. Bu anlamda yaptığınız çalışmaları ve gelişmeleri aktarır mısınız?
Avrupa’nın lider ev aletleri üreticisi olarak bizim gibi etki alanı geniş şirketlerin, toplam değerini artırmak, istihdam yaratmak, üretim sürecinde ve ürün içeriklerinde enerji tasarrufunu ve karbon azaltımını sağlamak için yenilikçi işler yapmamızı zorunluluk olarak görüyoruz. Üretim, tedarik, lojistik, satış ve sonrasındaki tüm süreçlerde kaynak kullanımını, salımları ve enerji tüketimini en alt düzeye indirecek çalışmalar yapıyoruz. Örneğin, Türkiye buzdolabı fabrikasında en fazla su tüketiminin gerçekleştiği boyahanemizde yaptığımız ödüllü proje ile 2022 yılında 10 olimpik yüzme havuzuna denk su kaybını önlemeyi öngördük. Son 5 yılda sağladığımız su tasarrufu ise 162 olimpik havuza ulaştı. Yeni müşteri hizmetleri operasyon merkezimiz, güneş enerjisiyle kendi elektrik ihtiyacını karşılayacak, yağmur suyunu döngüsel olarak kullanacak. Bunun yanında inovasyon, bizim en güçlü olduğumuz alanlardan biri ve bu konuda sosyal sorumluluk bilinciyle genç kuşakların teknolojik okuryazarlığını artıracak çalışmalar yapmayı önemsiyoruz. 2017 yılından beri Kodluyoruz Derneği iş birliğiyle “Makers of Tomorrow” projesini yürütüyoruz. Çerkezköy’de açtığımız MakersLab’da çocuklara kodlama, robotik gibi alanlarda eğitim veriyoruz. Zaman içerisinde bu projeyi Kardeş Okul kavramıyla başka illere de yaygınlaştırdık. Pandemi döneminde de online ortama taşıdık. Bugüne kadar MakersLab ve Kardeş Okul eğitimle- riyle 4 bin 263 çocuğumuza eriştik. Geçen yıl projeyi bir adım ileriye ta- şıyarak “Bi’ Fikrim Var” beyaz eşya fikir yarışmasını düzenledik. Çocuk- lara kapsamlı eğitimler vererek yara- tıcı fikirlerini geliştirmelerine destek olduk. Önümüzdeki dönemde de her anlamda sürdürülebilir gelişime sunduğumuz katkıları artırarak yolumuza devam edeceğiz.
BSH, Avrupa, Amerika, Latin Amerika ve Asya’da bulunan fabri – kalarında inovatif beyaz eşya ürün – leri üretiyor. Fabrikaların en büyü – ğü ve en önemli Ar-Ge ve inovasyon merkezi ise Tekirdağ Çerkezköy’de yer alıyor. Bu fabrikaya dair bil – gileri öğrenebilir miyiz? Özellikle Ar-Ge alanında nasıl çalışmalarınız var?
BSH olarak, Türkiye’de çok uzun geçmişi olan bir Ar-Ge merkezine sahibiz. 15 yıl önce, ilgili yasal dü – zenlemenin çıkmasının ardından Türkiye’nin ilk Ar-Ge merkezi serti – fikasını alan şirketiz. Uzun zaman – dır BSH’nin diğer Ar-Ge merkezleri, üniversiteler ve startup’lar ile yakın çalışmalar yürütüyoruz. 2020 yılın – da 32 adet ve 2021’de 53 adet patent başvurumuz tescil aldı ve yüzdesel artış gösteren başarılarımız sayesinde Ar-Ge teşviki aldık. Bugün baktığı – nızda, yıllık ortalama patent sayımız 45’in üzerinde. Şu anda 440 kişilik genç, inovatif, donanımlı, dinamik bir kadro ile sadece Türkiye’deki fab – rikalarımız için değil, BSH’nin tüm fabrikaları için pek çok yeniliği bura – da geliştiriyoruz. Tüm ürün grupları için çalışmalar yapıyoruz. Özellikle soğutucu ve fırın alanında öncü ça – lışmalara imza attık. Örneğin, lüks segmente yönelik gardırop tipi buz – dolaplarının ilk tasarımında aktif rol aldık. Bu süreçte sıfırdan bir ürün tasarımını gerçekleştirerek Ar-Ge ve mühendislik yetkinliklerimizi çok üst seviyelere taşıdık.
Geçtiğimiz aylarda, sürdürülebilir bir gelecek hedefiyle yürüttüğünüz başarılı projeniz “Green Logistics” ile 9. Sürdürülebilir İş Ödülleri’nde “Tedarik Zinciri Yönetimi” katego – risinde ödül aldınız. Bu projenin içeriğini ve proje kapsamında ger – çekleştirilen çalışmaları öğrenebilir miyiz?
Sürdürülebilirlik konusuna bütün – cül yaklaşımımız kapsamında sadece ürünlerimizde ya da üretim süreç – lerimizde değil, tüm tedarik zinci – rimiz boyunca karbon ayak izimizi en aza indirmeyi bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bu kapsamdaki çalışmalarımızdan biri olan Green Logistics, aslında kendi içinde 5 alt projeden oluşan bir çalışma. Bu proje kapsamında ihracat yüklemelerinde yükleme modeli değiştirildi ve aynı hacimdeki ürünlerin daha az araç – la gönderilmesi sağlandı. Karayolu yerine, demiryolu ve deniz taşıma – cılığına ağırlık verildi. Bu çalışmalar sayesinde yılda yaklaşık 8 bin 388 ton karbondioksit salımını engellemeyi hedefledik.
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.