”ESİN KAYNAĞI OLAN LİDERLER GELECEĞİ YAZAR”
1973’te bir babanın oğullarıyla paylaştığı cesaret, umut ve heyecanla başlayan yolculuğunu köklerinden aldığı güçle sürdüren Karaca, ilk günden bu yana insanların hayatına değer katmaktan hiç vazgeçmiyor. Mutlulukları büyütmek için tasarlayan, kimsenin hayal edemediğini gerçek kılan ve başarının sınırsızlığına inanarak limitleri zorlayan Karaca, sadece ülkemizde değil dünyaya da değer katmaya devam ediyor. Alanında uzman ve doğru iş ortakları ile çalışan şirket, tasarımda yakaladığı yaratıcı çizgiyi kaliteli ürünlerle ortaya çıkararak benzersiz koleksiyonlar yaratıyor. 2030 yılında Avrupa başta olmak üzere Amerika ve dünyada kategorilerinde ilk 3 markadan biri olmayı hedeflediklerini belirten Karaca Grup CEO’su Fatih Karaca, 50. yılını kutladıkları şirketlerinin başarısının ardında ekiplerinin ve paydaşlarının yer aldığının altını çiziyor. Odaklarında hep müşterilerinin mutluluğu olduğunu belirten Karaca, her bir “Karacaseveri”, markanın sözcüsü olarak gördüklerini de ifade ediyor. Business Türkiye okuyucuları için sorularımızı yanıtlayan Fatih Karaca, inovasyon süreçlerine, dünyada bir ilk olan gerçek inciden porselen üretimlerine ve dijital yatırımlarından global hedeflerine kadar her detayı bizlerle paylaşıyor.
1973’te umut ve heyecanla başlayan Karaca’nın yolculuğu, 50. yılında küresel başarılarla güçlü şekilde sürüyor. Öncelikle 50 yıl boyunca süren yol hikayenizin mihenk taşlarını ve marka liderliğinize temel oluşturan başarı unsurlarını sizden dinleyebilir miyiz?
Karaca olarak hikayemiz, 1973 yılında Hüseyin Karaca tarafından İstanbul Süleymaniye’de Karaca Zücaciye adıyla kurulan 30 kişinin çalıştığı küçük cam atölyemizde, cam ürünlerinin üzerine desenler yaparak başladı. Daha sonra porselen satışına başladık ve 90’lı yıllara gelindiğinde dönemin popüler işlerinden elektrikli küçük ev aletlerinin distribütörlüğünü aldık. Köklü hikayemizi tüketici kitlemize kendi dilimizle anlatabilmek için Karaca markasını kurduk ve kendi markamızı bastığımız çelik tencere setleri ürettirmeye başladık. Ayrıca yaptığımız araştırmalar sonucunda dünyanın en kaliteli porseleninin Fransa’nın Limonge Bölgesi’nden temin edildiğini öğrendik ve gerekli bağlantıları kurarak hammaddeyi buradan tedarik ettirip Tunus’ta porselen ürettirdik. 2001’de Akmerkez’de açılan ilk mağazamızla birlikte perakende sektörüne giriş yaptık. İspanya’da satış ve pazarlama üzerine MBA yaptığım için bu uzmanlığımı markamızın çalışmalarında değerlendirmek istedim. Bu dönemde televizyonda çok sevilen ve izlenen “Yaprak Dökümü”, “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” gibi dizilerin yanı sıra popüler yarışma programı Çarkıfelek ile sponsorluk ve advertorial çalışmalarımız başladı. İlk kitlesel pazarlamamızın satış üzerinde çok hızlı etkisi oldu. Bizim için önemli olan diğer dönüm noktaları, 2001 ve 2008 yılındaki küresel krizlerde aldığımız doğru pozisyonlar oldu. Karaca olarak kriz ortamlarında öngörülü davranarak, bu durumları fırsata çevirmeyi başardık. Bu sayede Karaca’yı sofra, mutfak, küçük ev aletleri, ev tekstili ve aksesuar gibi farklı kategorilerde lider marka konumuna taşıdık. Yıllar içerisinde de yenilikçi vizyonumuzla katma değerli ürünler geliştirerek, tüketicilerimizin hayatlarına değer katmaya devam ediyoruz. En önemli inovasyon ürünlerimizden biri Türkiye’de yemek pişirme alışkanlıklarını değiştirmeyi sağlayan “Granit” oldu. Sağlamlığı, yanmaz yapışmaz özelliği ve sağlıklı bir materyal olması sebebiyle granit, birçok mutfakta pişirme alışkanlıklarını değiştirdi. 2018 yılında ise elmas ve kristallerden oluşan Türkiye’nin ilk yanmaz ve yapışmaz Bio Diamond ürünleri serisini geliştirerek pazarı bir kez daha kendimiz yeniledik. Sofra kategorisinde ise 250 yıllık bir alışkanlığı değiştirdik ve dünyada bir ilki gerçekleştirerek, kemik tozu yerine gerçek inciden ürettiğimiz Fine Pearl yemek takımını geliştirdik. Gerçek inci tozlarından elde edilen Fine Pearl ürününü hala dünyada bir tek biz üretiyoruz. İnovatif ürünlerin yanı sıra sofra, mutfak ve ev kategorisinde geniş bir marka ve ürün yelpazesiyle tüketicilerimizin ihtiyaçlarına yönelik hizmet sunuyoruz. Karaca Grup çatısı altında yer alan Karaca, Karaca Home, Emsan, Jumbo, Cook Plus, Kaşmir Halı, Homend, Nautica Home, Weimar Porzellan, Pera Bulvarı, Cooklife gibi markalarla öncü bir tasarım markası olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Karaca olarak bugün kendi markamızla yemek takımından küçük ev aletlerine kadar 140 kategoride 10 bin ürünü, 27 ülkede 300’ün üzerinde mağazamızda ve 48 ülkedeki 2 binin üzerinde satış noktasında Karacaseverlerle buluşturuyoruz. Karaca’nın başarı unsurlarının başında müşteriyi iyi anlamak ve her ürün inovasyonunu, hizmeti ve iletişimi müşteri içgörüsüyle temellendirmek geliyor. Bu adımları atarken işine tutkuyla bağlı ve aynı hayali paylaşan ekiplerle ilerlemek başarının olmazsa olmazı. Son olarak da alanında uzman doğru iş ortakları ile çalışmak başarı getiriyor. Yıllardır Y&R, Google, Meta, McKinsey, Simon Kutcher gibi alanında uzman yerel ve global ekiplerle çalışarak markamızı hep bir adım öteye taşımayı hedefliyoruz.
Yarım asırlık bir başarının kutlandığı 2023 yılı elbette şirketiniz için ayrı bir öneme sahip. Bu yılın ilk yarısına dair yorumlarınızı alabilir miyiz? Küresel zorluklarla ilerleyen 2023 yılında gerçekleştirdiğiniz hedefleriniz neler?
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de birçok alanda hızlı değişimler yaşadığımız bir dönemdeyiz. Karaca olarak hedeflerimizi belirlerken ve planlarımızı oluştururken hem ülke hem de sektör dinamiklerini göz önünde bulunduruyoruz. Planlarımızı uygularken süreci yakından takip ediyoruz. Bakış açımızı ve reflekslerimizi bu yönde geliştirdiğimiz için hedeflerimizi genelde yüksek oranda gerçekleştiriyoruz. Bu yılın ilk yarısında markamızın global açılımı için önemli adımlar attık. 2022 yılında Londra’nın en gözde merkezlerinden Islington Meydanı’nda açtığımız Karaca mağazası ile fark yarattık. Tasarımda yakaladığımız farklı çizgiyi kaliteli ürünlerle buluşturduğumuz bu süreçte hızlandırdığımız yurt dışı açılımını Londra mağazası ile devam ettirdik. Türkiye’den sonra yurt dışında da marka bilinirliğimizi artırıp farklı pazarlarda ve çeşitli kültürlerle ürünlerimizi buluşturuyoruz. Müşteriye direkt ulaşan bir marka olarak üretimden satış sonrasına kadar tüm süreçlerdeki planlarımızı hedeflerimize ulaşacak şekilde sürdürüyoruz. Müşterimizin beklentilerine her zaman en yüksek standartlarda cevap vermeyi ilke edinmiş bir marka olarak artan tüketici beklentilerine çözümler sunmaya gayret ediyoruz. Bu doğrultuda yeni depo inşa ederek, hızlı teslimat ya da aynı gün teslimat imkanı gibi çeşitli teslimat seçeneklerini hayata geçiriyoruz. Satış sonrası servis ekiplerimizi büyüterek müşterilerimize en iyi deneyimi sunmaya çalışıyoruz. Öte yandan ürün inovasyonlarımıza ağırlık vermeyi tercih ettik ve bu sayede Airfryer, Quick&Safe düdüklü tencereler ve Karaca 316+ çatal kaşık takımı gibi ürünlerimizde yüksek satış başarısı yakaladık. Mobil uygulamamız Karaca App ise büyümeye ve tüketicilerimizden yoğun ilgi görmeye devam ediyor. Dijital kanallardan elde ettiğimiz cironun yarısından fazlası uygulamamızdan geliyor. Bunun yanında şubat ayında ülkemizi yasa boğan deprem felaketiyle birlikte tedarik zincirinde de aksamalar yaşadık. Depremde kayıplar sebebiyle iletişimlerimizi durdurduğumuz ve tüm kurumsal odağımızı yardımlara verdiğimiz bir dönem geçirdik. Bugüne kadar depremzedeler için yaptığımız yardımlar 26 milyon TL’nin üzerine çıktı.
Karaca olarak en önemli hedeflerinizden biri 2030’da küresel ölçekte “en iyi” olmak. Hatta 2030 yılına kadar projelerinizi de planlayarak ilerlediğinizi biliyoruz. Öncelikle bu yıla dair stratejilerinizden ve projelerinizden bahsedebilir misiniz? Vizyonunuz dahilinde bugüne kadar hangi adımlar atıldı?
Markamızın ilk günden bu yana misyonu, insanların sevdikleriyle paylaşmaktan keyif aldığı anları çoğaltmak ve zenginleştirmek. Bunu sadece Türkiye’de değil, global ölçekte başarmak istiyoruz. Karaca Grup olarak hedefimiz, 2030 yılında Avrupa başta olmak üzere Amerika ve dünyada kategorimizin ilk 3 markasından biri olmak. Bu hedefi gerçekleştirmek için sofra, mutfak ve ev-yaşam kategorilerinde katma değerli ürün ve hizmetleri, yenilikçi ve sürdürülebilir yöntemlerle geliştirmek ve uçtan uca kusursuz bir deneyim yaşatmak için yatırımlarımızı ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda tüm dünyada ürün gamı bizim kadar geniş çok az firma var. Karaca Grup olarak bu standartlarda dünyada halihazırda ilk 10-15’in içinde yer alıyoruz. Belirlediğimiz bu vizyon ve hedefin gerçekleştirilebilir olduğuna inanıyoruz. Şu ana kadar Avrupa’da, Almanya merkezli bir operasyon ağı kurduk. Avusturya, Hollanda, Fransa gibi merkez Avrupa ülkeleri ve Balkanlar’a bu noktadan ulaşabiliyoruz. Avrupa’da lider olma yolunda mevcut pazarları eksen alarak genişlemeyi ve mevcut pazarlarda kârlı büyümeyi amaçlıyoruz. Ayrıca Londra’daki lojistik merkezimizde, İskoçya ve İrlanda dahil olmak üzere tüm Birleşik Krallık ülkelerini kapsayan operasyonumuz gelişerek devam ediyor. 2030 yılına kadar Amerika ve Çin pazarında da rekabete girmeyi hedefliyoruz.
Ar-Ge’ye önem veren ve bu alana önemli yatırımlar yapan bir şirket olarak aynı zamanda sektörde öncü çalışmalarınız mevcut. Ar-Ge yaklaşımınızı ve projelerinizi anlatır mısınız? Yeni hedefleriniz arasında neler var?
Karaca Grup olarak temel prensibimiz, ilkleri gerçekleştirmek veya ilk değilsek de mevcudun daha iyisini yapmak. Örneğin, dünyada bir ilki gerçek inciden Fine Pearl porseleni geliştirdik. 17. yüzyılda hayatımıza giren Bone China porselenden sonra sektörde hiçbir gelişme olmamıştı. Yaklaşık 250 yıl sonra Fine Pearl ile Türkiye’de ve dünyada ilk defa porselen üretiminde gerçek inci kullanarak bir devrim yaptık. Okyanustan çıkan ve direkt olarak kullanılan tek mücevher olan inciyi porselen yapımında kullanmamız sofra ürünlerinde alışkanlıkları değiştirdi. Doğal, sağlıklı, zarif ve değerli olması ile tüketicilere daha önce sunulmayan bir değer sağladı. Yine 2021 yılından bu yana müşterilerimizle buluşan Karaca 316+ Premium Çatal Bıçak Takımı sektörde bir çığır açtı. Piyasadaki benzerlerine göre çok daha dayanıklı, çizilmez ve korozyona dayanıklı özellikleri en üst düzeye çıkaran yeni nesil paslanmaz çelik çatal bıçak takımımız, sektördeki üreticileri şaşkınlığa uğrattı. Bugüne kadar yalnızca ultra lüks saat üreticilerinin kullandığı çok değerli bir hammadde ile çatal bıçak takımı yapılmış olması dünyada bir ilkti. Sektörde ilkleri yapmadığımız zaman da mutlaka mevcut ürünlerin daha iyisini yapmayı hedefleriz. Daha iyisini yapamazsak ürün çıkarmayız. Örneğin, piyasadaki ilk Türk kahvesi makinasını biz yapmadık. Ancak yeni nesil Türk kahvesi makinesini “Hatır” ile ilk kez sütlü Türk kahvesi yapan ve konuşan kahve makinesi ürettik. Ayrıca Türk kahvesi özünde İtalyan kahveleri tadında mottomuzla ilk kez Türk kahvesinden latte, cappuccino yapabilen Hatır Barista’yı Karacaseverlerle buluşturduk. Yine mevcuttaki airfryer pazarına sulu yemek yapan, meyve ve sebze kurutabilen ve yoğurt ya- pabilen Air Pro Cook ürünümüzle katma değer yarattık. Karaca veya rakipleri ile ilgili dile getirdiği fikirlerini anlık dinleyebiliyoruz. Tüm bu çalışmalarımızın sonucunda ortaya çıkan ürünlerimiz, markamızın evlerdeki elçisi oluyor. Karacaseverlere uçtan uca kusursuz bir deneyim sunan ve beklentilerin üzerine çıkan ürün ve hizmetlerimizle tüketicilerimize alanında ilk ve “daha iyi” olanı sunuyoruz. Doğaya duyarlı, sürdürülebilir ürün ve hizmetlerimizle asla kaliteden taviz vermeden, katma değeri yüksek ve ayrıcalıklı bir deneyim yaşatıyoruz.
“Sürdürülebilirlik” günümüzün en önemli gündem maddelerinden biri ve geleceği bugünden okumayı gerektiriyor. Karaca olarak sürdürülebilirliğe yaklaşımınızı ve bu konudaki çalışmalarınızı anlatır mısınız? Bulunduğunuz sektörde sürdürülebilirliği nasıl okumak gerekiyor?
Dünyamızın geldiği nokta değerlendirildiğinde, sürdürülebilirliği sosyal sorumluluktan çok kurumsal bir zorunluluk olarak görüyoruz. Özellikle yurt dışı pazarında müşterinin bu konuda markalardan beklentileri de çok büyük. Biliyoruz ki ekonomik büyüme ancak çevre dostu bir yol izlendiğinde sürdürülebilir hale geliyor. Bu sebeple biz geleneksel üretim yöntemlerinden çıkıp, ömrünü tamamlamış ürünleri de kaynak olarak kullanan döngüsel ekonomi yöntemini benimseyerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Örneğin, doğaya saygılı yeni konsept mağazalarımızı hayata geçirdik. Container Store olarak adlandırdığımız bu mağazalarımız, tasarımından ürün teslimatına kadar birçok konuda çevresel etkileri azaltmayı hedefliyor. Paris, Ankara, İzmir ve Samsun’da faaliyete geçen Container Store’larımızda daha yapım aşamasında geri dönüştürülmüş metal, palet, mobilya ve malzemeler kullanılıyor. Ayrıca, Kaşmir Halı markamızda yüzde 100 atık pet şişelerden ürettiğimiz bir halı koleksiyonu çıkardık. Yine Karaca Home’da tamamen geri dönüştürülmüş pamuktan elde edilen serilerimizi, GRS sertifikalı ürünlerimizi genişletiyoruz. Tedarikçilerimizi sürdürülebilir üretim yöntemlerine geçiş süreçlerinde teşvik ediyor ve onlara düzenli eğitimler veriyoruz.
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.