Danimarka’da ve pek çok ülkede faaliyet gösteren birden fazla şirketin sahibi ve başarılı bir genç girişimcisiniz. Girişimcilik hayatınıza nasıl başladığınızı ve sürecinizi bizlerle paylaşır mısınız?
Danimarka’da doğdum ve eğitimimi orada tamamladım. Ticaret ve çalışma hayatına küçük yaşlardan beri merakım hep vardı. Henüz 12-13 yaşlarındayken artık gerçek anlamda bir şeyler yapmak istediğime karar verince, ne yapabileceğime dair araştırmalara başladım. Bu dönemde aldığım yanıtlar beni pek çok açıdan aydınlattı ve kendi yol haritamı çizmek konusunda güzel bir başlangıç yapmama yardımcı oldu. Ayrıca girişimcilik hayatımda kendime örnek aldığım en önemli kişilerden birisi de babamdır. Babamın tecrübeleri, şu anda bulunduğum noktaya gelmemde bana gerçekten çok yardımcı oldu. Başarı öykülerinden yararlanmanın ve ders çıkarmanın gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum. Girişimcilik hayatımın gerçek anlamda ilk tecrübesi tek başına kurduğum web mağazasından, dekoratif tablolar ve posterler satmak olmuştu. Gerçekten güzel bir reklam çalışması yürütmüş ve iyi bir satış yüzdesine ulaşmayı başarmıştım. Bu ilk tecrübem benim için gerçekten çok kıymetli. Bu başarının arkasında gerçek anlamda büyük bir emek; araştırmak ve çalışmakla geçirdiğim bir dönem var. Şu anda 8 yılı aşkındır giyim, kozmetik ve kişisel bakım sektöründe faaliyet gösteren birden fazla şirket ile çalışmalarıma Danimarka ve Türkiye’de aktif bir şekilde devam ediyorum. Bunun yanında daha önce Almanya, Dubai, Lübnan ve İsveç’de de çeşitli girişimcilik faaliyetlerinde bulunmuştum.
Birçok sektöre hakim olan bir girişimci olarak kozmetik sektörüne ağırlık vermenizin sebepleri nelerdir? Kozmetik sektörünün avantajları ve dezavantajları nelerdir?
16 yaşıma geldiğimde bir yandan eğitimime devam ederken öte yandan artık daha büyük ve gerçek bir iş kurabilmeyi hedefliyordum. O dönemde televizyon izlerken denk geldiğim bir Türk dizisi bana fikir vermişti. Dizi de bulunan bir karakter kirpiklerinden ve kaşlarından yakınıyordu. Ben de o an bu durumun birçok kadın için sorun olabileceğini düşünerek gerekli araştırmalarımı yaptım ve bu sektörde faaliyet göstermeye karar verdim. Böylece kaş ve kirpik serumu satmaya başladım. Çalışmalarım sırasında kozmetik sektöründe faaliyet göstermenin hoşuma gittiğini fark ederek hem kadınlar hem de erkekler için ürünler içeren bir portföy oluşturarak faaliyetlerime devam ettim. Romendo’nun da günümüzde birçok insanın çözüm aradığı diş beyazlatma konusunda kullanıcılara çözüm sunan ve kategorisinde başarılı bir ürün olduğunu düşünüyorum. Kozmetik sektörü son yıllarda hızlı büyümesiyle dikkat çeken sektörlerin başında geliyor. Özellikle genç nüfus, kadınların her açıdan bakımlı görünme arzusu, günümüzde artık erkeklerin de kişisel bakımına daha fazla önem veriyor olması ve gelişen e-ticaretin de etkisiyle sektörde doğrudan satış oranının artması kozmetik dünyasında büyümeyi beraberinde getirdi. Artık tüketiciler daha araştırmacı, yeni çıkan markaları ve ürünleri takip ediyorlar. Daha yeniliklere açık bir tüketici kitlesi var diyebilirim. Bu durum sektörde faaliyet gösteren pek çok marka için mükemmel bir avantaj. Ancak öte yandan sektörü Türkiye açısından değerlendirdiğimizde yirmi yıl öncesine kadar kişisel bakım ve kozmetik perakendeciliği Türkiye’de olmayan bir alandı. Bu boşluğu önce yerli girişimciler ardından yabancı girişimciler zamanla doldurmaya başladı. Piyasada kişisel bakım ve kozmetik üzerine pek çok zincir mağaza bulunuyor. Yeni markaların reklam faaliyetlerine eskiye nazaran çok daha fazla önem vermeleri ve sosyal medyayı doğru bir şekilde kullanmaları çok önemli. Biz de Romendo olarak kuruluşumuzdan bu yana reklam faaliyetlerine ciddi anlamda önem veriyoruz. Kısa sürede geniş kitlelere ulaşmamız ve başarılı bir satış yüzdesi elde etmemiz marka için etkin bir reklam süreci yürüttüğümüzü açıkça gösteriyor.
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.