Değişim kaçınılmaz. Teknolojik dönüşüm ise, yaşanan sosyal ve ekonomik tüm gelişmelerin ışığında hızlı bir şekilde gerçekleşiyor. Teknolojik dönüşümle beraber iş modelleri değişirken, iş yapma biçimleri de değişkenlik gösteriyor. Bu durum farklı liderlik yaklaşımlarının ele alınması gerekliliğini de ortaya koyuyor. Yeni dünya, pandeminin de etkisiyle yarının değil; bugünün meselesi haline geldi. Küreselleşmenin de etkisiyle, liderler kendilerini dönüştürmek ve değiştirmek zorunda kalacak. Eskinin kontrolcü liderleri, yerini koltuğunu paylaşmakta hiçbir sakınca görmeyen ortak akılla hareket eden liderlere bırakıyor. Son yıllarda teknoloji şirketlerinin parladığını görüyoruz. Listede Apple, Google ve Facebook ilk 10’a girerken Amazon ilk sırada yer alıyor. Teknoloji şirketleri, marka imajlarının yanı sıra; piyasa gücü ile de ilk sırada yer alıyor. Bu şirketlerin çalışma prensipleri hakkında birçoğumuz bir fikre sahip. Samimi, takım ruhuna sahip, hiyerarşinin olmadığı, yeteneklerin ön planda olduğu ve serbest düşünce ile hareket eden bir lider, bugünün lideri olacak. Bu dijitalleşme çağı, liderleri de dijitalleştiriyor ve değişime sürüklüyor. Lideriyle özdeşlik kuran şirketlerin daha verimli olduğu ve faaliyet gösterdikleri pazarda da kâr sağladıklarını söyleyebiliriz. “Mutlu çalışan, mutlu şirket” felsefesini temel alan yeni liderlerin özelliklerini ise şöyle sıralayabiliriz: