“SON TEKNOLOJİ ÜRÜNLERİMİZLE GELECEĞİ BOYUYORUZ”

AkzoNobel, Türkiye’deki faaliyetlerini her geçen gün daha da güçlendiriyor. Sürdürülebilirlik odaklı çözümleriyle sektöre öncülük eden şirket, inovatif ürünleriyle başarılı büyümesine devam ediyor. Business Türkiye okuyucuları için sorularımızı yanıtlayan AkzoNobel Toz Boya Güney ve Doğu Avrupa, Orta Doğu Afrika Ticari Direktörü ve AkzoNobel Türkiye Ülke Koordinatörü Sanal Limoncuoğlu, Türk boya endüstrisinde yarattıkları farklılıkları ve iyi bir lider olmanın gerekliliklerini aktarıyor.

Boya ve kaplama sektöründeki yolculuğunu küresel çapta başarıyla sürdüren AkzoNobel’in iki yüzyılı aşkın süredir devam eden hikayesini sizden dinleyebilir miyiz? Global arenadaki faaliyetleriniz neler?

Dünyanın en büyük boya ve kaplama üreticilerinden olan AkzoNobel’in kuruluşu 1792 yılına kadar uzanıyor. O zamandan bu zamana sürekli kendini yenileyen son teknoloji ürünlerimizle insanların hayatlarını renklendiriyoruz. Ürünlerimizi dekoratif boyalar ve performans boyaları olarak iki ana gruba ayırıyoruz. Dekoratif boyalarda iç ve dış cephe boyaları üretirken, performans boyaları kapsamında ise toz boya kaplamaları, endüstriyel kaplamalar (bobin, ahşap boyaları, ambalaj boyaları), otomotiv ve özel kaplamalar (uçak boyaları) ile gemi, yat boyaları ve koruyucu kaplamalar bulunuyor. Dulux, Cuprinol, Sikkens, International, Awlgrip ve Interpon gibi küresel çapta kendini kanıtlamış birçok marka ile hizmet veriyoruz. 150’den fazla ülkede toplam 130 üretim tesisiyle faaliyet gösteriyoruz. Her yüzeyin bizim için bir fırsat olduğuna inanıyor, uzmanlığımızı günlük yaşamı en iyi şekilde sürdürebilmek için kullanıyoruz. Uçaklardan gemilere ve yatlara, mobilyalardan radyatörlere, binalardan petrol platformlarına, içecek ambalajlarından buzdolaplarına kadar birçok malzeme ve yapıyı kaplıyoruz. Kısacası, 35 bin 200 çalışanımızla birlikte “geleceği boyuyoruz” diyebiliriz. Ayrıca bilime dayalı sürdürülebilirlik hedeflerimiz ve bu doğrultuda aldığımız aksiyonlar ile her geçen gün başarılı projelere imza atıyoruz. Müşterilerimize sunduğumuz inovatif çözümler ve tüm tedarik zincirimizde çevre bilincini yaymaya yönelik çalışmalar ile daha iyi bir yarın yaratmaya odaklandık.

AkzoNobel ülkemizde de uzun yıllardır faaliyet gösteriyor ve başarılarıyla sektöründe liderliğini koruyor. Bu bağlamda, geçmiş yıllardaki önemli gelişmeleri ve yakın zamana dair değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

AkzoNobel, Türkiye pazarına ithal ürünlerle girişinin ardından 1990’ların başından itibaren gerek direkt gerekse yerli ortaklarıyla birlikte yaptığı yatırımlarla pazardaki varlığını güçlendirdi. International ve AkzoNobel Kemipol ile başlayan bu yolculuk, Marshall Boya’nın satın alınması ve AkzoNobel Toz Boya’nın kuruluşu ile devam etti. Son olarak Server Boya ortaklığı (ambalaj kaplamaları) ile ürün gamı genişletildi. Halen dekoratif boyalar, toz boyalar, oto tamir boyaları, uçak boyaları, ahşap boyaları, bobin boyaları, ambalaj boyaları, koruyucu kaplamalar, gemi ve yat boyaları olmak üzere birçok farklı alanda on marka ile hizmet veriyoruz. Bu markalar, Awlgrip, International, Interpon, Resicoat, Sikkens, Marshall, Hammerite, Cuprinol, Akripol ve Server Boya. Türkiye’de boya üretimi ve satışları, hem ülkemizde hem de ülkemizin çevresindeki ihracat pazarlarındaki ekonomik gelişmelere paralel olarak hızla büyüdü. Özellikle inşaat ve otomotiv sektörlerinin büyümesiyle birlikte önemli bir ivme kazandı. Kentsel dönüşüm projeleri, konut sektöründeki canlılık, tüketicilerin estetiğe olan ilgisinin artması, enerji verimliliğinin kazandığı önemle ev aletlerinde değişimlerin hızlanması, otomotiv ana ve yan sanayisinde üreticilerimizin Avrupa’da önemli yer kazanmaları ve altyapı yatırımları boya talebini artırdı. Yerli üreticiler üretim kapasitelerini artırarak pazardaki talepleri karşılamak için yatırımlar yaptı. Büyüme potansiyeli gösteren ülkemiz stratejik konumu nedeniyle yabancı yatırımcıların ilgisini çekti. Son 10 yılda pek çok global marka Türkiye pazarına giriş yaptı veya mevcut yatırımlarını genişletti. Yabancı firmaların Türkiye’de fabrika açması, ortaklıklar kurması ve dağıtım ağlarını genişletmesi sektördeki rekabeti artırdı. Türk boya sektörü, ihracatta da önemli bir yer edinmeye başladı. Özellikle Orta Doğu, Afrika ve Avrupa pazarlarına yönelik ihracat arttı.

Şirketinizin Türkiye’de bulunduğu süre içinde elde ettiği başarıları ve gelinen noktada AkzoNobel’in Türk boya endüstrisinde yarattığı farklılıkları anlatır mısınız?

AkzoNobel Kemipol markası ile birçok boya alanında önemli ilklere imza atıldı. Bobin boyaları ve özel plastik boyaları bunlardan bazıları. International markası ile çelik konstrüksiyonlarda koruyuculuğun yanı sıra yangına dayanıklı boyalar ile pazara çok önemli yenilikler sunuldu. Türkiye’de hızlı gelişen yat ve süper yat sektörlerindeki müşterilerimize rakiplerinde olan aynı teknolojileri Awlgrip ve International markalarıyla sunuyoruz. Uçak boyalarında Türk havacılığının gelişmesinde hem ilk boyama hem de tamir alanlarında sunduğu ürünlerle önemli hizmetler sağladı. Marshall Boya geniş renk kartelaları yaygın mix makina ağıyla rengi evlerimize taşıdı. AkzoNobel toz boyalarda ince film uygulamalarını, bonded metalik boyaları, uzun dayanımlı dış cephe alüminyum boyalarını getirerek müşterilerinin yurt içinin yanı sıra yurt dışı pazarlarda önemli projeler almasında etkin rol oynadı. Bütün bu yenilikler, marka ve ürün gücüyle birleşince pazarda lider olduk.

Sürdürülebilirliğe verdiği önemle öne çıkan AkzoNobel’in bu bağlamda geliştirdiği çözümleri ve yenilikleri neler? ‘Renklendir Hayatı’ projesi kapsamında yürüttüğünüz toplumsal programları anlatır mısınız?

Şirketimizin kurucularından biri olan Alfred Nobel’in yaratıcı dehası DNA’mızda var. Dolayısıyla sürdürülebilirlik ve inovasyon konularında son derece profesyonel bir yaklaşım sergiliyoruz. Daha iyi bir dünya zihniyetiyle hareket ederken, sürdürülebilirlik konusundaki eylemlerimizi belirliyor, bunları sadece iş yapış modelimizi iyileştirmek amacıyla değil şirket stratejimizi kurgularken de ele alıyoruz. Bunun en güzel örneklerinden bazıları toz boyalarda uzun dayanımlı toz boyalarla bina cephelerinde kullanılan alüminyumların renk ve parlaklıklarını korumayı 10 seneden 25-30 yıllara taşıyarak malzeme ömrünü uzatmak, düşük derecelerde kürlenen boyalar ile müşterilerimizin çok daha az enerji harcayarak uygulama yapabilmesini sağlamak ve onların da kendi sürdürülebilirlik hedeflerine daha kolay ulaşmalarına destek olmak gösterilebilir. Bunlara ek olarak, dekoratif boyalarda yüzey sıcaklıklarını 5°C’ye kadar azaltabilen bir ürünümüz var. Bu teknolojimiz sıcak iklimlerde yaşayanların yaşam kalitesini iyileştiriyor. Dünyanın en büyük kurulu açık deniz rüzgar santralindeki 165 8MW’lık türbinlerinin tamamı yüksek performanslı epoksi teknolojimiz sayesinde Kuzey Denizi’nin tahribatlarından korunuyor. Hak verirsiniz ki tüm sürdürülebilirlik projelerimize burada yer vermek imkansız. Ama direkt etki sağlayan “Renklendir Hayatı” projemiz kapsamında, Marshall markamızla tarihi mekanları yeniden canlandırmayı, topluma renk katmayı ve yaşam alanlarını güzelleştirmeyi amaçlıyoruz. Bu sosyal sorumluluk girişiminde gönüllü çalışanlarımızla ihtiyaç sahibi gruplara ulaşıyor, okulları ve hastaneleri boyuyoruz. Özetlemek gerekirse, sürdürülebilirlik konusunda çok iddialı hedeflerimiz var. Gerçekleştirdiğimiz projelerle global hedeflerimize her geçen gün biraz daha yaklaşıyoruz. EcoVadis platin statümüz, MSCI ve Sustainalytics listelerinde liderliğimiz bunun en büyük göstergesi.

2022 yılında 650 bin dolarlık güneş enerjisi yatırımını tamamlayıp devreye aldınız. Aynı zamanda ESBAŞ’ta güneş enerjisi yatırımı yapan ilk tesis oldunuz. Bu sistemle hedeflerinizde gelinen noktayı ve önümüzdeki dönem için yeni yatırım planlarınızı öğrenebilir miyiz?

ESBAŞ’ta bulunan toz boya fabrikamızın çatısına toplam kurulu gücü 1076 kWp ve 880 kWe olan 2 bin 340 adet güneş paneli yerleştirdik. Bu sayede elde ettiğimiz karbon emisyonu azaltımı her yıl 42 bin ağacın sağladığı temiz havaya eşdeğer. AkzoNobel Türkiye’de yaptığımız güneş enerjisi yatırımıyla yenilenebilir enerji kullanımı konusunda küresel hedefimize bir adım daha yaklaştık. Ayrıca ESBAŞ’ta güneş enerjisi yatırımı yapan ilk tesis olarak bölgedeki diğer işletmelere rol model olmak bizi oldukça mutlu etti. Diğer fabrikalarımızda da benzer uygulamalar için incelemelerimiz devam ediyor. Küresel çapta sektör lideri olma yolunda hızla ilerleyen bir şirket olarak önümüzdeki dönemde konumumuzu güçlendirmeye devam edecek, her zaman olduğu gibi son teknoloji ürünler için sürdürülebilirlik, inovasyon (Ar-Ge) ve dijitalleşme gibi anahtar alanlara odaklanacağız. Stratejik ortaklıklar ve olası yerel iş birlikleriyle globaldeki pazar payımızı artırmayı planlıyoruz.

Özellikle geleceğe yönelik bakış açınızı dinamik tutan, gündeminize aldığınız belli başlı konular neler? Kendinizi nasıl güncelliyorsunuz?

Her ne kadar otomasyon, AI ve bunların iş yapış modellerimize etkisi hızla değişse de benim için en önemli konulardan birisi çalışanlarımız ve müşterilerimiz yani insan. Değişen dünya ile birlikte kuşaklar daha hızlı değişiyor ve değişimlerdeki fark giderek artıyor. Bu konularda inceleme yapmak çok ilgimi çekiyor ve kaçınılmaz olarak sürekli yaşayıp test ediyoruz. Bence sürdürülebilirlik ve inovasyon konuları hem bireysel bazda hem de kurumlarımızın geleceği için hepimizin odaklanması gereken konular. Zaten bu başlıklar AkzoNobel’de de son derece önemsediğimiz ve yönetim ekipleriyle üzerine kafa yorduğumuz başlıklar. Bu nedenle vakit buldukça bu konularda diğer şirketlerin, ülkelerin neler yaptıklarını okuyup kendimi güncel tutmaya çalışıyorum. Gerek global arenada gerek ülkelerimizde yaşadığımız belirsizlikler, ani değişimler, liderleri risk yönetimi konusunda her geçen gün biraz daha geliştiriyor. Geçtiğimiz dönemde COVID ile bunun çok büyük örneklerinden birini de yaşadık. Örneğin tedarik zincirinde yaşanan kesintilere karşı yeni stratejiler geliştirme ve yerelleştirme politikalarının son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Finansal dayanıklılık için ise olası kriz senaryolarının sürekli gözden geçirilmesi ve yasal düzenlemelere uyum sağlama kabiliyeti kritik önem taşıyor.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.