“KİŞİSEL MARKALAMANIN SİYASİ LİDERLER AÇISINDAN ÖNEMİ”
Pazarlama ve iletişim literatüründe önemli ve kapsamlı bir konu başlığı olarak yer alan markalama, son yıllarda artık sadece ürün ve hizmetler için değil kişiler için de önemi giderek artan bir kavram haline geldi. Bu bağlamda siyasal iletişim alanında siyasi liderlerin kişisel markalama sürecinde imaj, kimlik, bilinirlik ve sadakat gibi marka ve pazarlamaya ilişkin temel kavramlardan faydalandıkları görülüyor. Siyasal alanda rekabet, siyasal parti ve siyasetçilerin rakiplerinden farklılaşacak iletişim stratejileri uygulamalarını gerektiriyor. Özellikle siyaset alanı ve buna bağlı olarak siyasal iletişim konusunun, geçtiğimiz çeyrek yüzyılda yaşanan değişimlerden etkilenmemesini beklemek mümkün değil. Politikacıların, siyasal iletişim süreçlerinin, değişen ve gelişen iletişim uygulamalarından etkilendiğini ve önemli bir boyutunun dijital ortama taşındığını söylemek mümkün. Bu durumun temel sebeplerinden biri siyasete konu olan bireylerin giderek daha teknolojik bireylerden oluşmasıyken bir diğer sebebi de toplumsal yaşamın içerisindeki tüm iletişim süreçlerinin önemli bir boyutunun dijital ortama taşınması (Aka&Aka:2018). Parti liderleri hem kendisinin hem de partinin herkes tarafından fark edilmesini sağlayarak seçimlerde başarılı olmak ister. Bu bağlamda kişisel markalama açısından hedef kitleyi etkileyerek kendisini ve partiyi desteklemek üzere seçmen davranışlarını yönlendirmek için pazarlama ve iletişim faaliyetlerinden faydalanır. Bu yaklaşımdan hareketle kişisel markaların geliştirilmesinde özellikle de bir politik aday markası geliştirme sürecinde, hedef kitle yani seçmen davranışları araştırılarak adayın kişisel markasının oluşturulması bekleniyor. Politik seçimlerde adayın markası, adayın imajı ve genel olarak aday temelli faktörlerin seçmenlerin kararlarında etkili olduğu görülüyor. (Nakıboğlu ve Alkevli, 2016) Bir aday markasının oluşturulmasında dış görünüşün kişisel özelliklerden ve adayın diğer özelliklerinden daha ön plana çıktığı görülüyor. İlk izlenimin oluşumuna neden olan dış görünüş ve fiziksel özellikler aday markası oluşumunda önemli rol oynuyor. Sosyal psikologlara göre fiziksel görünüm ile kişinin karşısındaki kişide yarattığı etki arasında güçlü bir ilişki var. Politik aday markalaması konusunda yapılan araştırmalar neticesinde elde edilen kanıtlar, seçmenlerin bir adayın dış görünüşü ışığında oluşturdukları ilk izlenimleri kullanarak aday hakkında başarılı olup olamayacağına dair çıkarımlarda bulunduklarını gösteriyor (Shephard ve Johns, 2008). Seçmenlerin bir liderde ve adayda aradıkları öncelikli özelliklerin saygınlık ve çevresindekileri etkileyebilme gücü olduğu söylenebilir. Diğer önemli özellikler otorite ve kontrol gücü, davranışlar, davranışlarında esnek olabilmesi, farklı durumlara uyum sağlayabilmesi, şu anda yaptığı işteki performansı, kariyerindeki başarısı, zekasından çok sosyal, iletişimsel ve politik konulardaki yeterlilikleridir (Polat ve Külter, 2006). Siyasal aktörlerin imajına yönelik tanımlama çabasında bulunan Garramone, siyasal imajı şöyle ifade ediyor: “Adayın kişisel ve profesyonel niteliklerinin algılanmasının toplamı”. Ancak siyasal imaj günümüzde adaya dair algıların sınırlarını aşarak, görünümü gerçekliğe dönüştürmek. Bu nedenle liderin sadece kim olduğu değil, kim olmadığı da oldukça önemli. Çünkü liderin sahip olduğu imajın gerçek kimliğini yansıtmak gibi bir zorunluluğu yok. Ancak hedef kitle tarafından algılanan imaj, liderin gerçeklik düzlemindeki konumunu inşa ediyor. Liderin karizması imajla yakından ilintili. Modern anlamda kişisel markalamanın en yaygın şekilde kullanıldığı yer Amerika. ABD’de de seçim kampanyaları, tanıtım ve reklam faaliyetlerine çok yakın biçimde sürdürülüyor. Adaylar ürün gibi hazırlanıyor, siyasi görüşler, içeriği olmayan sloganlara indirgenerek reklam metinlerine benzer şekilde sunuluyor. Siyasette gerek seçmenlerle yüz yüze etkili iletişim kurmanın gerekse kitlelere etkili şekilde seslenmenin ve bunları yaparken de zamanın ruhuna uygun olarak yeni medya araçlarını kampanyalara entegre etmenin önem kazandığı görülüyor. Bununla birlikte seçmen profillerinin heterojen olması nedeniyle ve seçmen tabanını genişletmesi bakımından siyasi liderler birçok konu başlığı altında seçmenlere görüşlerini aktarmalı. Sosyal medya ve mobil cihazları yaygın şekilde kullanan genç nüfusun potansiyel seçmen olarak varlığı siyasi partiler tarafından göz ardı edilmeyecek bir olgu olarak karşımıza çıkıyor.
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.