”HEDEFIMIZ DÜNYA MARKALARIYLA YAN YANA KONUMLANMAK”

Varoluş amacını moda ve kaliteyi en iyi şekilde birleştirerek Türkiye ve dünyadaki müşterilerine ulaşmak şeklinde tanımlayan ülkemizin köklü kuruluşlarından DESA, kendi tabakhanesi olan ve kendi derisini işleyen bir firma olarak globalde de başarılı yükselişini sürdürüyor. Deri moda sektöründe söz sahibi olmanın gücüyle ortaya koyduğu ürün ve hizmette müşteri memnuniyetini önceliklendiren şirket, ülkemizde kendi alanında ihracat şampiyonu olmanın haklı gururunu taşıyor. 1972 DESA markası ile yurt dışı hedeflerinde liderliğe odaklanan DESA’nın CEO’su Burak Çelet, Business Türkiye okurları için sorularımızı yanıtlıyor ve sektöründe öncü çalışmalarını bizlerle paylaşıyor.

Türk tüketicisi ile buluştuğu ilk ma- ğazasını 1972 yılında faaliyete geçiren DESA, tam 50 yıldır moda ve kaliteyi en iyi şekilde birleştirerek istikrarlı büyümesini sürdürüyor. Öncelikle ilk günden bu yana başarıyla gerçek- leştirdiğiniz yolculuğun hikayesini sizden dinleyebilir miyiz? Bugünden geleceği öngörerek ilerleyen güçlü bir marka olarak, önümüzdeki 50 yıl için yolculuğunuzun hikayesi nasıl devam edecek?

DESA’nın tesadüflere dayalı çok özel bir kuruluş hikayesi bulunuyor. Ben bu hikayeyi hayallerinin peşinden yo- rulmadan koşan birinin başarı öykü- sü olarak tanımlıyorum. 70’li yılların Türkiye’sinde yurt dışından gelen talep- lerin Ticaret Odası’nın duvarına asıldığı dönemde, Melih Çelet’in Amerikalı bir firmanın kadın el çantası talebi üzerine kurduğu iletişim ve bu iletişime karşılık bulması ile DESA’nın temelleri atılıyor. Melih Bey, üretimi talep edilen numune çantaları alarak Kapalıçarşı’nın yolunu tutuyor ve bu çantalardan üretebilmek için bir imalatçı buluyor. Böylece çanta- ların üretimi ilk kez Kapalıçarşı’da ger- çekleştiriliyor. O dönemin modasına uygun, çok farklı, modern, hoş, zarif, omuzdan askılı, yumuşak koyun deri- sinden yapılmış çantalar üretilmesi fir- manın dikkatini çekiyor ve anlaşmaya varılıyor. İlk üretimin ardından Melih Çelet’in aldığı makine yatırımı deste- ğiyle 1972 yılında DESA üretime başlı- yor. 1974 yılında Bağdat Caddesi’nde ilk mağazasını açarak yoluna devam eden DESA, Türk kadınını ilk kez omuzdan askılı çanta ile tanıştırıyor. Sonraki süreçte, 1983 yılında Türkiye’de neredeyse valiz kavramı yok denecek kadar azken, dünyaca ünlü Samsonite seyahat ürünleri markasının Türkiye distribütörlüğünü de bünyemize kata- rak büyümeye ve gelişmeye devam et- tik. 24 yıllık distribütörlüğün ardından son 16 yıldır yüzde 40’ı DESA’nın, yüz- de 60’ı Samsonite’ın sahip olduğu bir ortaklığımız bulunuyor. 1990 yılında da Sefaköy’deki 15 bin 500 metrekarelik üretim tesisimizi açarak üretim kapasi- temizi büyüttük. 2005 yılında ise ikinci yatırımımız olan Düzce fabrikamızı kurduk. Düzce fabrikamızda dünyaca ünlü lüks markalar için katma değeri yüksek deri mamul üretimi gerçekleş- tiriyoruz ve bugün yaptığımız Ar-Ge çalışmalarımızla da markamıza değer katmayı sürdürüyoruz. Aynı zamanda Türkiye’de kendi alanın- da ihracat şampiyonu olan, Türkiye’nin İtalya’ya gerçekleştirdiği deri mamul- leri ihracatının yüzde 70’ini tek başına gerçekleştiren ve dikey entegrasyonunu tamamlamış benzersiz iş modeline sa- hip bir marka olmanın ötesinde, kendi tabakhanesi olan ve kendi derisini ken- di işleyen bir firmayız. İş modelimizi kurmamız, 51 yıllık geçmişimizde çok önemli bir nokta. Biz hem kendi ma- lımızı kendimiz üreten bir sanayiciyiz hem de bunu üretirken sadece nihai mamul değil hammadde de üreterek işimizi yapıyoruz. Bunu dünya stan- dartlarının en üst seviyesinde gerçekleş- tiriyoruz. DESA olarak geçirdiğimiz 51 yılın her günü, ayrı bir hikaye ve ayrı bir değer barındırıyor. Çünkü büyümeyi ve gelişmeyi hiçbir zaman bırakmayan ya- pıya sahibiz. Kurulduğumuz ilk günden bu yana, DESA’nın genel işleyişini ve üst yönetim olarak işimize bakış şeklimizi, ”Bugün bu işi yapıyorsak yarın nasıl yapabiliriz, bu işi yapmaya nasıl devam edebiliriz” sorularını sorarak oluştur- duk. İş yapış şekli olarak ”değişen koşul- lara nasıl uyum sağlayabiliriz, yarın kar- şımıza çıkabilecek riskleri nasıl ortadan kaldırabiliriz” diye bakıp her zaman bu vizyonla ilerledik.

Geçtiğimiz dönemde DESA olarak, kadınların ekonomik ve sosyal yaşa- ma aktif katılımlarını desteklemek adına “Her İlmek Bir Kadına Destek” diyerek Kadın Emeğini Değerlendir- me Vakfı ile birlikte bir yola çıktınız. Bu projenin içeriğini ve geldiği nokta- yı anlatır mısınız? Kadın istihdamına önem veren bir şirket olarak çalışma- larınız ve hedefleriniz neler?

Kadınlara yönelik “ev işlerini ve ku- rumsal hayatı aynı anda yönetemez” bakış açısından gün geçtikçe uzaklaşsak da hala gidilmesi gereken çok yol oldu- ğunu görüyoruz. DESA olarak, kadın istihdamına ve kadınların iş hayatındaki yerine önem veriyor hem şirket içindeki faaliyetlerimizi hem de sosyal sorumluluk projelerimizi bu çerçeve- de gerçekleştiriyoruz. Şirket içerisinde yönetim kurulumuzun yüzde 40’ını ve çalışanlarımızın yüzde 50’sinden fazla- sını kadınlar oluşturuyor. Üretim tesi- simiz de dahil olmak üzere her alanda kadınlara istihdam sağlıyoruz. Bununla birlikte kadınlara ekonomik özgürlük kazandırmak adına sosyal sorumluluk projeleri hayata geçiriyoruz. KEDV ile gerçekleştirdiğimiz “Her İl- mek Bir Kadına Destek” projemiz kap- samında KEDV bünyesinde bulunan kadın kooperatiflerine, çantaların üre- timinde kullanılan deri şeritleri hazır- layıp ulaştırıyoruz. Kadınlara tamamen el işçiliği ile ilmek ilmek örülen çanta- ların üretim aşamalarını öğretiyoruz. Ortaya DESA tasarım ekibimizde yer alan genç kadın arkadaşlarımızın tasar- ladığı, kadın kooperatiflerinin ürettiği el emeği örgü çantalar ortaya çıkıyor. Bu çantaların satışından elde edilecek gelirin bir kısmını KEDV’e bağışlaya- rak hayalleri gerçekleştirmeyi amaç ediniyoruz. Hedeflerimiz arasında #herilmekbirkadınadestek projemizin öncü olacağı farklı projelere adım at- mak, kadınlara daha çok alanda istih- dam ve görünürlük sağlamak yer alıyor

Çıraklık Okulu projeniz ile mes – lek hayatına yeni başlayacak genç çalışanları destekleyen, MEB ile iş birlikleri gerçekleştiren ve Düz – ce’de bugüne kadar 5 binin üze – rinde personel yetiştirme başarısı göstermiş bir şirketsiniz. Sektöre insan kaynağı yetiştirilmesi konu – sunda öncü bir şirket olarak çalış- malarınız ve hedefleriniz neler?

DESA olarak kurulduğumuz gün – den beri deri sektöründe eğitimi olmayan kişilere eğitim vererek iş hayatına kazandırıyoruz. Bir kişinin işe yetkinlik kazanması için doğ – ru eğitim verilmesinin önemli bir kriter olduğunu düşünüyoruz. Bu sebeple Milli Eğitim Bakanlığı ile ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz “Çı – raklık Okulu” projemizin kıymetli bir iş birliği olduğuna inanıyoruz. Çıraklık Okulu ile 16 yaşına gelmiş gençleri ustalarımızın gözetmenli – ğinde yetiştiriyoruz. Haftanın belir- li günlerinde eğitim veriyor ve bu gençleri kendi kültürümüzle ve bilgi birikimimizle sektöre hazırlıyoruz. Yalnızca gençlerin değil hiç tecrü – besi olmayan kişilerin de yine DESA bünyesinde eğitim alarak iş hayatına katılmasını sağlıyoruz. Düzce fabri – kamızı beşinci bölge teşviklerinden faydalanarak kurduk. Burada daha önce sadece tarım alanlarında ça – lışmış gençleri üretim bantlarımız- da eğitip yetiştirerek lüks segment markalara katma değerli üretim ya – pabilecek hale getirdik. Bu çalışma- larımıza ek olarak aynı uygulamayı İtalya’daki üretim tesisimizde de ger – çekleştirmeyi planlıyoruz. Böylece hem iş tecrübesi olmayan kadınları yetiştirecek hem kadınlara istihdam sağlayacak hem de üretim tesisimizi yalnızca erkeklerin değil kadınların da çalıştığı bir yer olarak konumlan – dıracağız.

Uluslararası bir ekip tarafından tasarlanan koleksiyonları ve yük – sek kalite standartları ile öne çıkan 1972 DESA Paris Milano Fashion Week’te açtığınız showroom’lar – la adından söz ettiriyor. 1972 DESA’nın global ölçekteki başarı – sına dair stratejilerinizi ve değer – lendirmelerinizi alabilir miyiz?

1972 DESA markası ile DESA’dan ayrı olarak, farklı hedef ve stratejiler doğrultusunda ilerliyoruz. Bugün, 128 lokasyonda 1972 DESA marka – mızla müşterilerimize hizmet veri – yoruz. Bunun yanı sıra Japonya’dan Kore’ye, Amerika’dan Avustralya’ya kadar birçok farklı pazarda ürün – lerimizin ihracatını gerçekleştiri – yoruz. Adından söz ettiren birçok tasarımcı ile çalıştığımız marka – mızın önünün çok açık olduğunu düşünüyoruz. 1972 DESA özelin – deki asıl hedefimizin markamızı bir dünya markası haline getirerek dünyanın en iyi markaları ile yan yana konumlandırmak olduğu – nu söyleyebiliriz. Paris ve Milano Fashion Week’te açtığımız showroom’lar da bunu destekler nitelikte.

DESA, ülkemizin İtalya’ya yaptı – ğı deri mamul ihracatının yüzde 70’ini tek başına karşılayan önemli bir şirket. İhracat ayağında gerçek – leştirdiğiniz projeleriniz ve strate- jileriniz neler? Konuya dair marka iş birliklerinizi öğrenebilir miyiz?

DESA olarak İstanbul, Düzce ve Çorlu’da olmak üzere üç tane fabri – kamız bulunuyor. Bu tesislerimiz- de yaptığımız üretimlerle İtalya’ya yapılan ihracatın yüzde 70’ini tek başına biz üstleniyoruz. Bu nokta – ya gelmemizdeki en büyük etken ise ürünlerimize katma değer ka – tarak ihracat yapmamız. Bu sayede ihracatımız, ithalatımızın ortalama iki katına denk geliyor. Türkiye’nin genel ihracat yapısından farklı bir yapıyla ilerlediğimiz bu yolda, üst segmente üretim yapan bir firma olarak bu durumun faydalarını hep ihracat tarafında görüyoruz. Uzun yıllara dayanan iş birliklerimizle lüks ve dünyaca ünlü pek çok mar – kaya hammadde ve mamul sağlıyo – ruz. Önümüzdeki dönemde ise yeni iş birliklerine imza atarak ihracat hacmimizi daha da büyütmeyi he – defliyoruz. Tüm bu üretim gücümüzü ve ihracat kanallarımızı kendi markamız için kullanabilmeyi amaçlıyor ve bu doğ – rultuda çalışıyoruz. Elbette bu yolda yürümeden önce emeklemeyi öğ – renmek gerekiyor. Amacımız, mar – kamızı dünyanın iyi markalarıyla yan yana koyabilmek. Biz de bu ama – cımız doğrultusunda çalışmalarımı – zı gerçekleştiriyoruz. Örneğin hem Milano hem de Paris Moda Haftaları’nda showroom’lar açıyoruz. İtalya’da tüm dünyaya satış yapan bir organizasyon kurduk. 128 lokasyon – da 1972 DESA markasıyla ürünleri – mizi satıyoruz.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.