S on yıllarda gençlerin çeşitlilik, kapsayıcılık ve hakkaniyet üzerine ilgilerini, ayrımcılıkla mücadele etmek için gösterdikleri çabayı umut verici buluyorum. Bu bağlamı okurken, “Yanındayız Derneği” ile birlikte 2022 yılının ilk çeyreğinde bir araştırma geliştirdik. Bu araştırma ile gençlerin cinsiyet eşitliğine yaklaşımını, kadına yönelik şiddet algısını, Türkiye’deki kurumların toplumsal cinsiyet ayrımcılığını önlemeye yönelik çalışmalarına dair bakışlarını incelemek için yola çıktık. 18-35 yaş arasında toplamda 12 bin 925 katılımcı ile gerçekleştirdiğimiz bu araştırmanın bulguları, sadece alan araştırmacılarını değil, tüm kamuoyunu ilgilendiren kritik sonuçlar ortaya koydu. En başta, Türkiye’de gençlerin büyük bir çoğunluğu (yüzde 83) toplumsal cinsiyet eşitliğinin olmadığını düşünüyor. Bir diğer dikkat çekici bulgu ise gençlerin yüzde 87’sinin kadınların ve erkeklerin her alanında eşit olmadığını kabul etmesi oldu. Öte yandan, gençlerin yalnızca yüzde 6’sının kadınların tam anlamıyla eşitliğe ulaşmasında erkeklerin desteğini yeterli bulması, Yanındayız Derneği gibi bu alanda sivil inisiyatif ile çalışan kurumların ne kadar önemli bir boşluğu doldurduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Türkiye’de gençlerin büyük bir çoğunluğunun toplumsal cinsiyet eşitliğinin olmadığını düşündüğünü gördüğümde şaşırmıyorum ve üstelik seviniyorum da. Genç kadınların yüzde 87’si, genç erkeklerin yüzde 72’si eşitliğin olmadığını ifade ediyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, modern ve demokratik bir toplum olmanın ön şartı. Bu şartı yerine getirmek için de özellikle genç nesilde farkındalığın önemi büyük. Görüyoruz ki gençler sorunun farkında. Araştırmanın bence en kritik bulgularından biri de Türkiye’de gençlerin yüzde 70’inin cinsiyetinden dolayı ayrımcılığa uğradığını ifade etmesi. Bu oranın genç kadınlarda genç erkeklerin iki katı olması şaşırtıcı değil. Genç kadınların yüzde 82’si, erkeklerin yüzde 40’ı cinsiyetlerinden dolayı ayrımcılığa uğradıklarını belirtti. Üstelik, gençlerin yalnızca yüzde 54’ü cinsiyetinden dolayı ayrımcılıkla karşılaştığında yeterli bir tepki gösterebiliyor. Farkındalıktan eylemliliğe geçmemiz gerektiğine işaret eden bir gerçek bu. Bir diğer dikkat çekici bulgu ise gençlerin yüzde 80’inin Türkiye’de cam tavan olduğunu idrak etmesi. Bu oran, genç kadınlarda daha fazla. Genç kadınların yüzde 86’sı, genç erkeklerin yüzde 64’ü Türkiye’de cam tavan uygulamalarının olduğunu düşünüyor. Ne yazık ki, tüm bunların yanında, gençler kurumların toplumsal cinsiyet ayrımcılığını önlemeye yönelik çalışmalarını da yetersiz buluyor. yüzde 25 oranıyla en fazla sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları yeterli bulunurken, gençlerin sadece yüzde 4’ü bu alanda siyasi partilerin çalışmalarını yeterli buluyor. Görünen o ki, tüm kurumların seferber olup üzerinde çalışması gereken bu ayrımcılık ile mücadelede daha fazla çabaya ihtiyacımız var.
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.