Güçlü büyümesini, geçtiğimiz zorlu süreçlerde de sürdürmüş lider bankalardan biri olarak, finans sektöründe yaşanan hızlı değişimleri ve sürecin sektöre olan etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

İçinde bulunduğumuz dijital çağın ve pandeminin etkisiyle geleneksel iş yapış şekilleri, tüketici davranışları ve beklentiler hızla değişiyor. Fiziksel dünyadaki işlemlerin dijital dünyaya taşındığı bu dönemde en çok dönüşen sektörlerden biri olarak kuşkusuz bankacılık sektörü öne çıkıyor. Günümüzde kullanıcılar artık diledikleri yerden, diledikleri zamanda bankacılık işlemlerini kolayca gerçekleştirebilmek istiyor. Uzun yıllar önce dijital bankacılık alanında sınırları kaldırmak için yola çıkan bir banka olarak, sınırları kaldıran teknolojileri üretme hedefiyle dijital stratejimizi oluşturduk. Güçlü konumumuz ve yenilikçi ruhumuzla, standartları belirleyen sayısız inovasyonu sektörle tanıştırdık. Müşterilerimiz şubelerimizden sunulan hemen hemen tüm işlemleri Yapı Kredi dijital kanallarından tamamlayabiliyor. Mobilden, internetten veya çağrı merkezinden halledebileceği işlemleri, şubeye gelerek yapmak isteyenler artık bu işlemleri şube dışı kanallardan daha hızlı ve daha kolay bir şekilde yapabildiklerine ikna oldu. Pandeminin bu anlamda, toplumun uzun vadede alışacağı şeyleri hızlandıracak bir çarpan faktörü kattığını düşünüyoruz. Bu süreçte bizim de dijital kanallarımızın kullanımı artarken, şube yoğunluğumuz ise önceki dönemlere göre azaldı. Müşterilerimizin büyük bir bölümü dijital kanallarımızı kullanarak işlemlerini gerçekleştiriyor. Bu anlamda, uzun yıllardır geliştirdiğimiz ürün ve hizmetlerimizle de müşteri deneyimini en üst seviyeye çıkarmayı hedefliyoruz.

Dijitalleşme süreçleri maximum düzeyde devam ederken Yapı Kredi olarak Web 3.0 dünyasına hazırlanmaya başladığınızı duyurdunuz. Web 3.0 ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz? Özellikle finans sektörüne olacak etkileri ile ilgili öngörüleriniz nelerdir?

İnternetin hayatımıza girişinden 2000 yılına kadar uzanan Web 1.0 dönemi neredeyse tamamen statik web siteleri üzerinden bilgiyi ihtiyacı olana ulaştırabilmek üzerine kurulu bir yapıyken, Web 2.0 dönemiyle birlikte interaktif, çok yönlü veri ve bilgi akışının olduğu bir şekle evrildi. Bu evrim ile birlikte akıllı cihazlar, giyilebilir teknolojiler, nesnelerin interneti gibi yeni kavramlar Web 2.0 döneminde hayatımıza girdi. Web 3.0 ise dijital dönüşümün de ötesinde, internetin baştan yaratılması olarak yorumlanabilir. Blockchain ve kripto paralarla olan simbiyotik ilişkisi sebebiyle bu konseptlerle birlikte somutlaşmaya başlayan Web 3.0, interneti daha kişiselleştirilmiş, gizliliği yüksek, tamamen merkezsiz ve içeriği sadece insanlar değil, aynı zamanda yapay zeka tarafından da oluşturulan bir yapı haline getirecektir. İnsanların, cihazların ve sistemlerin birbirine bağlandığı ve “metaverse” gibi kavramlarla bir araya gelerek birbirleri ile engelsiz şekilde etkileşime geçtiği bu ortam, ikinci bir gerçek dünya haline gelecek. DeFİ (merkezsiz finans), NFT kavramlarının yaygınlaşması, yeni nesil oyun dünyasındaki gelişmeler, aynı zamanda kullanıcı ara yüzle”HEDEFİMİZ SINIRLARI KALDIRAN TEKNOLOJİLERİ ÜRETMEK” www.businessturkiye.com.tr 81 rindeki teknoloji kullanımlarının da gelişimini hızlandırdı. Sanal gerçeklik, aslında bir süredir VR gözlüklerle birlikte hayatımızda yer alıyor. Oyun sektörü başta olmak üzere birçok alanda uygulamalarını görüyoruz. Öte yandan, her sanal gerçeklik çalışmasının metaverse uygulaması olmadığına da değinmek lazım. Metaverse, kullanıcının kendini sanal ortamda bulunuyormuş gibi hissetmesinin de ötesinde, birbiriyle bağlantılı sanal dünyaların oluşturduğu bir evren olarak tanımlayabiliriz. Bununla birlikte, metaverse kavramının henüz çok başındayız. İnternetin hayatımıza önce iki bilgisayarın konuşması ile girmesi, daha sonra dünyaya yayılması, oradan da nesnelerin internetine evrilmesi gibi farklı noktalara gittiğini göreceğiz. Önümüzdeki birkaç yılda metaverse’in tanımının daha net oturacağını düşünüyoruz. Öte yandan Web 3.0 dünyasının merkeziyetsiz yapısı, doğası gereği aracıları ortadan kaldırıyor ve yeni iş modelleri doğuruyor. Bunun ilk örneği, kripto paralar diyebiliriz. Bitcoin ile başlayıp yüzlerce altcoin ile büyüyen ve başlı başına bir sektör haline gelen kripto para dünyası, şimdiden finans sektörünü dönüştürdü. Yapı Kredi olarak biz de bu dünyayı yakından takip ediyoruz. İlk olarak BtcTürk ve Paribu’ya para transferi özelliğimizi müşterilerimize sunmaya başladık. Yakın zamanda taslağı yayınlanan ‘‘Kripto Para Düzenlemesi’’ ile birlikte farklı roller de üstleneceğimiz iş modelleri üzerine çalışmaya devam ediyoruz. Öte yandan kripto ödemeler, Türkiye’de henüz regüle edilmiş durumda değil. Ancak dünya, bu yöne çoktan gitmeye başladı bile. Bu alanda da yeni düzenlemeler yapılarak kripto para ile ödeme işlemlerinin önünün açılması, metaverse dünyası için de kritik olacak ve finans sektöründe dönüşüm yaratacaktır. Bununla birlikte, ikinci bir gerçeklik yaratan metaverse dünyasının merkeziyetsiz yapısı, hem fırsat hem de riskleri beraberinde getiriyor. Bu sebeple geç kalmadan metaverse için de regülasyon çalışmaları başlamalı.

Söz konusu Web.3.0 ile ilgili bankanız özelinde gerçekleştirdiğiniz çalışmalar ve konu kapsamında hedef projeleriniz nelerdir?

Yapı Kredi olarak, dijital dönüşümde öncü kimliğimizle, yeni teknolojileri müşterilerimizin ihtiyaç noktalarında, en iyi deneyimle onlara sunacak çalışmalara imza atıyoruz. Yeni teknolojileri ve trendleri daima yakından takip ediyoruz ve her zaman bir sonraki adıma kendimizi hazırlıyoruz. Dijital 1.0 ve dijital 2.0 dönüşümünde tüm platformlarımızı ve altyapılarımızı dijital dönüşüme öncülük edecek şekilde yenilemiştik. Müşterilerimizi odağa alarak daima iyileştirdiğimiz deneyimimiz ve hayata geçirdiğimiz onlarca inovasyon, ‘‘Türkiye’nin Dijital Bankası’’ unvanını almamızı sağladı. Geldiğimiz noktada müşterilerimizin yüzde 85’i aktif dijital kullanıcı konumunda. Doğru teknolojiyi, doğru zamanda kullanarak ve müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştırmayı öngörerek yaptığımız bu yatırımlar, pandemi döneminde de kullanıcılarımıza kesintisiz şekilde temassız hizmet vermemizi sağladı. Web 3.0 da hâlihazırda odağımızda bulunuyor. Bu yeni dünyadaki fırsatları ve ihtiyaçları değerlendiriyoruz. Hatta bu konsept altında projeler denemeye başladık. Örneğin, World’ün 30’uncu yılı dolayısıyla “Vadaa” ile bir ilki gerçekleştirerek NFT dünyasına giriş yaptık. Böylece ilk defa bir marka karakteriyle NFT üreten ve hediye eden marka olduk. Büyük stratejimizde de web 3.0 dünyasını nasıl konumlayacağımız konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Bir diğer önceliğimiz de yapay zeka konusu. Her geçen gün daha da hızlanan, dijital dönüşüm ile beraber gündelik hayatımıza daha fazla girmeye başlayan, öğrenen makineler ve yapay zeka trendleri de Yapı Kredi olarak stratejimizde önemli bir yere sahip. Web 3.0’da yapay zekanın daha da kritik hale geleceğini düşünüyoruz. Bu alanda yatırımlarımıza çok önceden başlamıştık. Örneğin, Türkiye’de Whatsapp onaylı kurumsal hesabı üzerinden, yapay zeka destekli chatbot’umuzla hizmet sunmaya başlayan ilk banka olmuştuk. Hem banka içi hem de müşterilerimize yönelik birçok yapay zeka projesi ile hayatları kolaylaştırmaya devam ediyoruz. Hatta şu an yapay zeka projelerimizi, bir ürün olarak kullanıma açma çalışmalarımız bulunuyor.

DDK tarafından hazırlanan ve 2021 yılı sonunda Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Dijital Bankalara Yönelik Yeni Yönetmelik” hakkında görüşleriniz nelerdir? Söz konusu yönetmelik sektöre neler getirecek?

Dünya genelinde gelişen teknoloji, değişen müşteri davranışları ve yeni regülasyonlar ile birlikte bankalar da bir süredir dijital servis modellerine yönelmeye başladı ve “digital-only” banka kavramı da hayatımıza girdi. Pandeminin etkisiyle, bu sürecin daha da hızlandığını, dijital servis modellerinin pazarda hızla karşılık bulmaya başladığını söyleyebiliriz. Bu alanda adım adım getirilen düzenlemeler, sektörün önünü açtı, dijital servis modellerinin geliştirilebilmesine imkân verdi. 2021 yılında yürürlüğe giren “Bankalarca Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine ve Elektronik Ortamda Sözleşme İlişkisinin Kurulmasına İlişkin Yönetmelik” ile bankaların müşteri hayat döngüsünü baştan sona dijital olarak gerçekleştirebilmesinin önü açılmış; bu yönetmelik ile dijital bankaların da ilk sinyalleri verilmişti. Yeni düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle Türkiye’de şubesiz, yeni nesil bankacılık modellerini görmeye başlayacağız. Dijital bankacılık alanındaki yatırımların ve pazarın büyümesi ile finansal servisler ekosisteminde köklü bir değişim bizleri bekliyor.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.