Günümüz dünyasında tüketici talepleri hızla değişirken, pazarlama ve ticaret şekilleri de bu taleplerle paralel bir değişim gösteriyor. Her geçen gün markalar, tüketiciye ulaşabilmek için yeni kavramlarla birlikte yeni stratejiler geliştiriyor. D2C de tüm bu kavramların arasında bir satış ve pazarlama modeli olarak karşımıza çıkıyor. Tarafların (üretici ve tüketici) aralarında aracısız olarak yaptıkları bu ticaret türü, 3. kişi ya da kişilere (aracılara) komisyon ödenmediği için karşılıklı olarak daha avantajlı. Maliyet tasarrufu sağlamasının yanında, pazarlamada dijital mecraların kullanılması daha fazla sayıda müşteriye ulaşma imkânını da beraberinde getiriyor. D2C e-ticaret stratejisine sahip olmanın en büyük avantajı, tüketicinin talepleri ile birlikte gelişen ve kontrolün tamamen markalarda olabileceği bir sisteme izin veriyor olması. Müşteriyle doğrudan iletişime olanak tanıyan bu sistem, marka sadakatini sağlama konusunda da aradaki engelleri kaldıran bir model olarak görülüyor.

D2C–MÜŞTERI SADAKATINDE ALTERNATIF

D2C e-ticaret stratejisi için Instagram, Pinterest, Facebook, SnapChat gibi platformlarda müşterilerle aralarında kalıcı ilişki kurmak isteyen markalar, özellikle seçici davranan kitle için güven kriterini de yaratmak durumunda. Güven, tüketicinin bağlantıda bulunduğu her alanda aradığı bir unsur. O yüzden tüketici eğilimi, genel olarak değerlerini görebildiği ve istediklerini karşılayabildiği markaya yönelerek, muhatap olduğu marka sayısını elemek üzerine. Birçok marka da bu anlamda tamamen şeffaf bir anlayışla, fiyatlandırma politikası oluşturarak müşteriye her temas ettikleri noktada güven oluşturmaya önem veriyorlar. Tüm süreçlerde hedef kitlenin yönelimini değerlendiren markalar, geri dönüşleri ölçümleyerek müşteri sadakatini korumaya yönelik çalışma fırsatına da sahipler.

Güçlü marka sadakatine sahip tüketici, kendi sosyal medya hesapları üzerinden markaların tanıtımını üstlendiklerinden markaların hayatında oldukça önemli bir role sahipler. D2C modeli ile markalar son tüketiciyle gerçek bir ilişki kurarken, markalarını direkt onlara tanıtma fırsatı da buluyorlar. Bu anlamda da bu model, bir markanın geleceğe daha fazla hakim olmasına, ürünlerini kişiselleştirmesine ve internetteki benzerleri arasında çıkış yapmasına imkân tanıyor. Bu model ile tüketiciye ulaşılan noktalarda her yönüyle kontrol edilebilen ve deneyimin de iyileştirilebildiği çok yönlü bir süreç yaşanabilmesi mümkün.

Değerli okuyucumuz,

Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.