1985 yılında alınan büyüme kararı ile birlikte Türkiye pazarına giren Alman markası “Fakir Hausgeräte”, o günden bu yana gelişimini arttırarak sürdürdü. Siz başarılı bir pazarlama müdürü olarak, şirketinizin izlediği gelişim sürecini bizimle paylaşır mısınız?
Fakir Hausgerate; 87 yıllık, çok güçlü ve köklü bir marka. 1985 yılında alınan büyüme kararı ile birlikte Fakir Elektrikli Ev Aletleri, Saruhan Şirketler Grubu güvencesi ile Türkiye pazarına girerek Türk tüketicisi ile buluştu. Türkiye pazarına ilk olarak yağlı radyatörler ve halı yıkama makineleri ile giriş yapan markanın, bugün küçük ev aletleri, kişisel bakım, kahve makineleri ve ev konfor ürünlerinin de yer aldığı 7 farklı kategoride 300’den fazla ürün çeşidi bulunuyor. Kısa zamanda Türkiye’nin sevilen ve güvenilen markalarından olmayı başaran Fakir Hausgeräte, Türkiye pazarına girdiği günden beri sektörde öncü ve inovatif marka kimliğiyle tanınıyor. Modern ve sorumluluk sahibi bir marka olan Fakir, kendisini çevreleyen sosyal ve ticari gelişimlerin farkında olarak müşterilerin ihtiyaçlarına ve taleplerine en uygun şekilde cevap veriyor. Fakir, kalite standardını sürekli yükselten ve tüketicilerine teknolojisi yüksek ürünler sunan bir marka olarak rakiplerinden ayrışıyor. Fakir Hausgeräte ve Saruhan Şirketler Grubu’nun 1985 yılında başlayan ve güvene dayanan yakın iş birliği 2007 yılında yeni bir boyut kazanarak stratejik iş ortaklığına dönüştü. Bunda markanın Türkiye ve bölge pazarlarında iyi yönetilmesi, her yıl ortalamanın üzerinde büyüme rakamları ile gelişmesinin çok büyük etkisi var. İş birliğinin rasyonel boyutunun yanında, markanın Saruhan Grup tarafından çok sevilmesi ve benimsenmesinin de önemli bir faktör olduğunu belirtmek gerek. Fakir Hausgeräte, girdiği tüm pazarlarda güvenilir, yüksek kaliteli ve hatasız ürünler üreterek müşteri memnuniyetine ve satış sonrası hizmetlere verdiği önemle liderliğini ve öncülüğünü korumaya devam ediyor.
Özellikle pandemi süreciyle birlikte, dijitalleşmenin hızla artması şirketinizin pazarlama faaliyetlerine nasıl yansıdı? Hangi projelerinize öncelik verdiniz?
Dijital teknolojiler hayatın her alanını değiştirdiği gibi pazarlama ve satış yöntemlerini de değiştirdi. Artık yeni teknolojiler sayesinde markalar, tüketicilerini tanımlama, onlara özelleştirilmiş içerikler sunma imkanına sahipler. Tüm dünyanın önemle üzerinde durduğu big data kullanımı bizim için de çok değerli bir yol gösterici konumunda. Verilerin, dünyamızı ve yaşam tarzımızı daha önce görülmemiş oranda etkilediği yadsınamaz bir gerçek. Hal böyle olunca bu verilerin doğru bir şekilde okunması ve bunun sonucunda eylem planınızı hazırlamanız pazarlama alanında büyük fayda sağlamakta. Veri analitiği ve big dataya göre farklı farklı kategorize olmuş tüketici tiplerine ulaşmak için iletişim kanallarını çoğaltmak ve kanallara uygun iletişim tonunuzu ayarlamak çok önemli. Bizim bu anlamda yetkin ve etkin bir marka olduğumuzu söyleyebilirim. Tüketicimizi çok iyi tanıyoruz, onların beklentilerini önceden anlamlandırıp onlara göre ürün ve hizmet sunarken tüm süreçlerimizi beklentilerine uygun şekilde tasarlıyoruz. Biz 2016 yılından bu yana müşteriyi anlama ve ona iyi bir deneyim yaşatmayı odağına koyan modern pazarlama stratejileriyle hareket ediyoruz. Bu da modern pazarlamanın vazgeçilmezi veri sistemleri ve teknolojilerine yani iletişim kanallarına altyapı yatırımları yapmaktan geçiyor. Bu yöntemin geleneksel pazarlamadan en büyük farkı müşteriye hizmet etmeyi birinci öncelik olarak ele alması. Tüketicilerimizin motivasyonlarını, isteklerini doğru tespit edip, satın alma kararı verirken karşılaştığı ekonomik, psikolojik ve sosyal sorunları anlamaya çalışarak, tüm bu süreçlerini en iyi şekilde deneyimlemeleri için çabalıyoruz. Eskiden çok daha sade bir yapısı olan satın alma yolculuğu artık çok karmaşık bir yapıda olduğu için tüm satış ve iletişim kanallarımızda aynı anda, aynı anlayışla, aynı tonda bir duruş sergilemeye büyük özen gösteriyoruz. Bunu yapmak adına da tüm satış ve iletişim kanallarımızı bütünsel bir anlayışla yönetiyoruz. Sonuç olarak kılavuzu müşteri olan markalar çok yanılmıyor. Biz onlardan öğreniyoruz, onlarla büyüyoruz ve ilerliyoruz aslında. Sadece değer veriyoruz demek yeterli olmaz, bunu marka ruhunda yaşamanız ve müşterilerinize yaşatmanız gerekir.
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.