Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümü lisans eğitiminiz ve ardından Marmara Üniversitesi Mühendislik Yönetimi bölümünde yüksek lisans eğitiminizi tamamladınız. Çalışma hayatınız boyunca büyük markalarda yöneticilik görevlerinizin ardından Multinet Up CEO’su olarak görev almaya başladınız. Kariyer yolculuğunuzun dönüm noktalarını bizimle paylaşabilir misiniz?
Bilkent’ten mezun olduktan sonra Arçelik A.Ş. Bilgi Sistemleri biriminde çalışmaya başladım. Arçelik’te, ilerideki hayatımı şekillendirecek olan çok değerli 8 sene geçirdim. Yüksek lisansımı da bu dönemde yaptım. Arçelik’ten sonra, 2003 yılında Yurtiçi Kargo Servisi A.Ş.’ye Sistem Geliştirme Müdürü olarak
katıldım. O dönemler IT’nin lojistik sektöründe yeni kullanılmaya başlandığı zamanlardı. Bu fırsat ilgimi çekmişti. 2005-2012 yılları arasında Bilgi Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı (CIO) olarak şirketin dijital dönüşümüne liderlik yaptım. Bu dönem, şirketin dijital dönüşüm vizyonuna liderlik ettiğim ve dijital dönüşüm stratejisine ve uygulamasına yönelik önemli kazanımlar edindiğim bir dönem oldu. 2012 yılında, daha önce birlikte çalışma fırsatı yakaladığım çok değerli isimler Multinet Up yönetimine geldiler. Multinet Up bu şekilde dikkatimi çekti; potansiyeli ve değişim olanakları beni heyecanlandırdı. Lojistik sektörü gibi bu sektörün de teknolojik açıdan bakîr olduğunu hissettim. Bu değişimin bir parçası olmak ve şirketi
bir teknoloji şirketine çevirme sorumluluğunu üstlenmek istedim.

Patron ve CEO’lar sık sık gerçekleştirdikleri iş seyahatlerini yeni iş fikirleri edinme ve farklı projeler keşfetme fırsatı olarak görüyor. Sizin yurt dışı seyahatleriniz de bu yönde mi gerçekleşiyor? Sizi etkileyen bir keşif seyahatiniz oldu mu?
Kesinlikle, özellikle teknoloji gibi sürekli gelişen ve ilerleyen bir alanda çalıştığımız için yurt dışı seyahatleri önemli fırsatlar barındırıyor. Bu bazen kendi iş alanımızla bağlantılı olan fakat doğrudan uzmanı olmadığımız konular ile ilgili trendleri takip etme, bizim için ufuk açıcı olabilecek konularda fikir alışverişinde bulunma olabiliyor. Bazen de kendi işlerimiz için potansiyel fırsatları değerlendirme anlamına geliyor. AR-GE projelerimizde ve geliştirdiğimiz tüm ürünlerde global pazarı hedefliyoruz. Dolayısıyla birçok seyahatim farklı pazar dinamiklerinin nabzını yerinde ölçümlemek anlamına geliyor. Yurt dışı toplantılarında dijitalleşme yatırımlarımızdan veya fark yaratan projelerimizden bahsettiğimizde çok güzel geri dönüşler alıyoruz. Türkiye özellikle finansal teknolojiler ve ödeme sistemleri alanında birçok ülkeden daha ileri seviyede.

Birçok alanda ilklere imza atıyorsunuz. MultiPOS uygulamanızla birlikte ödeme sistemleri dünyasında bizi ne gibi değişiklikler bekliyor?
Multinet Up kurulduğu günden bu yana, faaliyet gösterdiği tüm alanlara inovatif perspektifle yaklaşan, sektörleri dönüştüren, paydaşlarının dijital dönüşümüne öncülük eden bir şirket. Online çalışan ilk yemek kartını sektöre kazandırdığımız zamandan bugüne dek sektörün tamamen dijital bir yapıya dönüşmesi için gerekli her konuda öncülük ettik. Yemek kartında ilk temassız ödemeyi, sektörün ilk sadakat programını, ilk akıllı mobil uygulamayı, ardından ilk mobil cüzdan uygulamasını, ilk karekodla ödemeyi devreye aldık. 2019 Temmuz ayında ise teknoloji şirketimiz inventiv’in geliştirdiği sektörün ilk mobil ödeme alma uygulaması MultiPOS’u üye iş yerlerimizin kullanımına açtık. 2019 IDC Finans Ödülleri’nde “En İyi Teknoloji Servis Sağlayıcı” ve 2019 PSM Ödülleri’nde “En İyi Mobil Ödeme Çözümü” seçilen MultiPOS, tamamen dijital ve temassız bir ödeme imkânı sağlıyor. MultiNet kart kullanıcıları ister kartları ile temassız, ister MultiPay mobil cüzdanları ile karekod okutarak MultiPOS üzerinden ödemelerini yapabiliyorlar. Üye iş yerlerimiz yalnızca ödeme alımı değil fiziki pos cihazlarında yapılan fatura kesimi, gün sonu alımı, slip gönderimi, ödeme iptali gibi işlemlerin tamamını kolayca gerçekleştirebiliyor. Şu an itibariyle 8.400 üye iş yerimizde MultiPOS kullanılıyor. Bu cihazlar üzerinden haftada ortalama 50.000 işlem gerçekleşiyor. Şu an sahadaki pos parkımızın yaklaşık %39’u MultiPOS’a geçti ve bu oran hızla yükseliyor. Plastik kartların kullanımını azaltan, fiziki pos cihazlarını tedavülden kaldıran bu uygulamamız yemek kartı sektörünü dijitalleştirirken bir yandan daha çevreci ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşmasına hizmet ediyor. Bununla birlikte kullanıcı alışkanlıklarında önemli bir değişikliğe sebep olarak aslında yemek kartı dışındaki alanlarda da ödemelerin tamamen dijitale çevrilmesine hizmet ediyor. Önümüzdeki dönemde nakit para kullanımının azaldığını, temassız mobil ödeme teknolojisinin ve akıllı ödeme alma uygulamalarının kullanımının yaygınlaştığını göreceğiz.