ARZUM, TÜRK KAHVESİNİ DÜNYA’YA TANITIYOR
Arzum, Amerika’da ticari alanda kullanım anlamında önemli bir yeri olan NSF sertifikasını alan ilk ve tek Türk kahvesi makinesi OKKA ile Amerika ve Çin pazarında çalışmalarına devam ediyor. 50 yılı aşan geçmişiyle her evin başköşesinde yerini alan Arzum, teknolojiyi tasarım ve yaratıcılıkla birleştirerek ortaya çıkardığı ürünlerle tüketicilerinin hayatlarını değiştirmeyi hedefliyor. “Sen dokunursun değişir dünya” görüşüyle tasarladığı ürünlerle, yerel ve uluslararası birçok ödülün sahibi olan Arzum hakkında Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı ile çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Çok genç yaşta iş hayatına atılan birisiniz. O günden bugüne işe yaklaşımınızda neler değişti?
1988 yılında, 22 yaşında iken babamın rahmetli olmasıyla iki kuzenim ve ben Arzum yönetimine dahil olduk. Hayatımın dönüm noktalarından biri olarak kabul ettiğim bu dönemde markalaşma sürecinin biraz daha profesyonelce götürülmesinde ciddi çaba harcadık. Ailemizden devraldığımız şirketimize, birinci ve ikinci kuşak olarak hep birlikte ivme kazandırdık. Hiçbirimiz markanın önüne geçmedik, her zaman markayı ön planda tuttuk. O yıllardan bu yıla işe yaklaşımım hep bu yönde oldu, Arzum markası hep ön planda olmalıydı.
Türk kahvesi için özel bir başlık açmak gerekiyor. Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği’nde de görev alıyorsunuz. Türk kahvesinin hayatınızda önemli bir yeri olduğu çok belli… Bize bu tutkunuzdan bahsederek Türk kahvesinin dünyada daha çok bilinmesi için neler yaptığınızı ve yapılması gerektiğini anlatabilir misiniz?
Evet, Türk kahvesinin yeri benim için ve Arzum için çok önemli. 500 yıllık çok değerli bir kültürümüz. Türk kahvesinin dünyaya yayılımındaki en önemli bariyer makineleşmeydi. Bu konuda 100 yıl kadar bir gecikme yaşandığını düşünüyorum. Bu bariyerin aşılmasıyla hem Türkiye’de hem de yurt dışında Türk kahvesi tüketimi oldukça yüksek oranlarda arttı. Türk kahvesi, 2013 yılında UNESCO tarafından “somut olmayan kültürel miras” olarak tescillendi. Bu tarihi adım ile birlikte Türk kahvesinin global pazarlara açılmasında makineleşmeyle birlikte önemli bir avantaj sağlandı. Biz de Arzum OKKA ailesi ile bu bariyeri ortadan kaldırmayı hedefledik ve başarılı olduk. Şu anda dünyanın 35 ülkesinde Arzum OKKA’larımız var. Tabii sadece makineleşmeyle sınırlı kalmıyor. Bu kültürü anlatacak, yeni pazarlarda yeni bir yaşam tarzı olmasını sağlayacak birçok tanıtım çalışması da gerekli. Arzum olarak bu konuda da elimizden geleni yapıyoruz. Dünyada günde yaklaşık 2,2 milyar fincan kahve içilmesine rağmen Türk kahvesi, pazardan sadece yüzde 10 pay alabiliyor. Hedefimiz, Türk kahvesi tüketiminin yüzde 20 paya çıkması.
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.