Pazartesi, kimileri için hareket demek, yeni planlar, başlangıç lar, aktiflik, verimlilik demek. Kimileri için ise stres, bunalım, send- rom demek. Ailemizden, dostlarımızdan çok iş arkadaşlarımızla, evimizden çok ofisimizde geçirdiğimiz bir hayat için pazartesi, aslında bizim rutinimiz demek.
Bugünümüz, yarınımız, hayatımız demek. Pazartesiyi algılayışımız ile hayatımızı algılayışımız birebir ilişkilidir ve bu durum ruh halimizi, hayat enerjimizi çok yakından ilgilendiriyor. Hem dost sohbetlerinde hem sosyal medyadaki paylaşımlarda özellikle kurumsal hayat içinde giderek daha sık karşılaştığımız konu, iş hayatlarının bunaltıcılığı, verimsizliği, günümüz dünyasının yoruculuğu, hayatlarımızın ne kadar hızlı geçtiği, hiçbir isteğimize zaman bulamayışımız ve tüm bunların yarattığı korkuyla karışık umutsuzluk ve çaresizlik hissi… Yani genel olarak bir günlük hayatımızdan şikayetçilik ve düşüş hali… Sözümüz hayatını tutkuyla yaşayanlar, heyecanla çalışanlar meclisinden dışarı ama çoğunlukta bir tükenmiş- lik halidir gidiyor. Herkeste bir arayış var, ancak arayış dediğimiz şey pek aktiviteye geçemiyor çoğu zaman, akıllardan “ah keşke şunu yapabilsem” gibi cümlelerle geçip gidiveriyor, şikayetçi olunan hayatın koşturmacasında savrulup kayboluyor. Hepimizin bu kadar isteği, hayali varken ve hepimizin hayatı kısacıkken bizi bun- lara başlamaktan alıkoyan şeyler neler acaba?
PAZARTESİLERİ
DEĞİŞTİRMEK
İSTİYOR MUYUZ?
İnsanlığın iki temel motivasyon et- keni acıdan kaçınmak ve hazza ulaşmakmış. Harekete geçebilme enerjimizi ya çok bunaldığımız bir şeyden uzaklaşma isteğimizle buluyoruz ya da büyük bir hayalimize erişebilme heyecanıyla… Tabii hepimizin hayallerinin büyüklüğü kadar acı eşiği de bambaşka… Hayalleri ertelenebilir lüksler olarak görürken, acıya da alışma süreci yaşıyoruz kimi zaman. Süre giden bir sıkıntı eşliğinde, artık bunaldığımızı çok da hisset-meden, bunun kaçınılmaz bir rutin olduğunu kabullenerek aslında bir “öğrenilmiş çaresizlik” haline düşebiliyoruz. Tam olarak bu sırada başlıyor işte sonu gelemeyen “buralardan kaçmak lazım, başka bir şeyler yapmak lazım” muhabbetleri…
Peki…
Biz pazartesilerimizi değiştirmeyi ne kadar çok istiyoruz?
Değerli okuyucumuz,
Bu haberin detayını Business Türkiye dergisinde bulabilirsiniz.